Tanzimat’tan Bugüne Divan Şiiri Geleneğinde Yazılmış Na’tlerin İncelenmesi
Künye
MUCAN, Yunus, Tanzimat’tan Bugüne Divan Şiiri Geleneğinde Yazılmış Na’tlerin İncelenmesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2015Özet
Edebiyatımızın klasik dönemi olarak adlandırılan zaman dilimi içerisinde pek
çok şair, geleneğin belirlediği formlar çerçevesinde naʻt ya da naʻtler yazmıştır.
Başlangıçta siyer ilmi içerisinde yer alan bu verimler sonrasında hilye, şemâil,
mevlid, miʻrâciyye ve naʻt gibi kendine özgü türlerin ortaya çıkmasına zemin
hazırlamıştır. Peygamberle ilgili yazılan türlerin bu kadar çeşitlenmiş olmasıyla
Peygamber odaklı bir edebiyatın oluştuğunu söylemek mümkündür.
Divanlarda hiyerarşik sıralamaya göre öncelikle Allah Teʻâlâ’yla ilgili şiirler,
sonrasında ise Hz. Peygamber hakkında yazılmış naʻtler yer almıştır. Klasik
dönemde yazılmış naʻtlerde Hz. Peygamber’in üstün vasıflarını sayma, yüceltme ve
şefâatçi olması isteği bulunur. Edebiyatımızda özellikle XIV. yüzyılın sonlarına
doğru naʻtlerin nitelik ve niceliğinin arttığı da görülmektedir. Başta kaside olmak
üzere; gazel, mesnevi, nazm, kıtʻa, terkîb-i bend gibi nazım şekillerinde naʻt
örnekleri verilmiştir. Verilen bu örneklerin sayılarının ziyâdeleşmesiyle nuʻût
divanları ve mecmuaları da oluşturulmuştur. Şeyh Galib’e kadar pek çok önemli ismi
gördüğümüz klasik edebiyat, Şeyh Galib’le birlikte zirve ürünlerini de vermiştir.
Türk kültür tarihinde iki önemli kırılma noktası yaşanmıştır. Bunlardan ilki
İslâmiyet’in kabulü, ikincisi ise toplumun yüzünü Batı’ya dönmesiyle ortaya çıkmış
olan ve adına Tanzimat dediğimiz dönemdir. Her iki durumda da toplumun din algısı
üzerinde büyük bir değişimin yaşandığını söylemek mümkündür. Tanzimat’la
beraber ortaya çıkan durum ise, toplumun dinle ve gelenekle olan bağlarını
zayıflatma hatta kesintiye uğratma raddesine kadar varmıştır. Bu da geçmiş edebiyat
birikimi, dünyayı estetik algılayış ve insana bakış açısı olarak çok farklı bir edebî
ortamın doğmasını hazırlamıştır. Sloganı “sürekli değişim” ve “yeni” olan bu
edebiyat ortamı, şüphesiz ki kendinden önce var olanı sarsmadan ve fırsatını
bulduğunda yıkmadan kendini var edemeyeceğini ilan edip durmuştur.
Tüm bu değişim ve başkalaşıma rağmen yeni edebiyat olarak adlandırılan bu
dönem içerisinde, sonrasında ve günümüzde Hz. Peygamber her zaman şairlerimiz
nezdindeki konumunu muhafaza etmiştir. Hem geleneğin takipçisi olarak
adlandırabileceğimiz kesimler tarafından hem de yeni şiirin unsurlarına bağlı kalan
isimler tarafından Hz. Peygamber şiire konu edilmiştir.Çalışmamızın konusunu ise Tanzimat sonrası dönemde klasik formlara bağlı
kalarak naʻtlerini yazmış olan isimler oluşturmaktadır. Her ne kadar geleneğin edebî
ortamları yok olsa da; şairlerimiz yine de divanlarında, kitaplarında ya da başka
platformlarda aruz veznini kullanarak farklı nazım şekilleriyle naʻtlerini
yazmışlardır. Amacımız günümüzde hâlâ aruzla yazılan naʻtler var mıdır düşüncesini
cevaplamak, varlığı ve yokluğu pek sezilmeyen bu eserlerin en azından tespitini
yapabilmek ve muhtevalarındaki değişimi gözlemlemektir.
Çalışmamızda faydalandığımız kaynaklar; en başta şairlerin oluşturdukları ya
da ölümlerinden sonra oluşturulan-basılan divanları ya da haklarında yazılmış
kitaplar ve tezler varsa bunlar olmuştur. Sonrasında ise nuʻût mecmualarının
günümüzde yerini alan 26 adet naʻt antolojisi önemli başvuru kaynaklarımız arasında
yer almıştır.
Yaptığımız araştırmalar sonucunda görülmüştür ki: Tanzimat’tan bu yana
hem geleneğin devamı olarak nitelenebilecek isimler, hem Cumhuriyet sonrası ilk
yetişen nesiller hem de günümüz şairlerinin bir kısmı naʻtlerini hâlâ büyük ölçüde
geleneğin belirlemiş olduğu formlar içerisinde yazmaya devam etmektedir. Bununla
beraber; değişen konjonktürel şartlar içerisinde naʻtlerde kullanılan kelime kadrosu,
başlıklar, naʻtlere giren yeni kavramlar ve Peygamber algısının yer yer değiştiği
görülmektedir. Many poets had written naʻt or naʻts in the framework of what tradition has
decided in the period of classical in our literature. At the beginning, the works which
were in proheptic biography brought to light after then some specific kinds such as
hilye, şemâil, mevlid, miʻrâciyye and naʻt. It can be said that new literature focusing
on Prophet was formed with so many genres which were written about prophets.
It is placed that first poems about God, then naʻts about Hz. Muhammed
(s.a.s) according to hierarchically sorts in divan literature. There is describing high
qualification, glorification and becoming intercessor of prophets in naʻts that were
written in classical period. The quality and quantities of naʻts increased in our
literature especially in the later XIVth. century examples of naʻt was given in species
of masnavi, gazel, nazm, kıtʻa, terkîb-i bend especially ode. Divans of nuʻût and
corpuses are formed with the number of theses species increased. Classical literature
which we had come across many names until Şeyh Galib gave the top works with
him.
In Turkish culture history has experienced two major breaking point.The
first one is the adoption of Islam and the second one society that emerged from the
rotation of the face to the West , and we call on behalf of the Tanzimat period . In
both cases it is possible to say that the community's perception of religion over there
that 's a big change. The Tanzimat with the situation, come to ahead to weaken ties
with community’s tradition and religion moreover cutting into. In this case, the
accumulation of past literature , aesthetics and perception of the world as a human
outlook has prepared the emergence of a very different literary environment. The
slogan " constant change" and "new" media without destroying the literary
predecessors and the opportunity has stopped shaking and he could have to declare
itself .
Despite all these changes and metamorphosis during this period called the
new literature, today and after then, Prophet has always maintained its position in the
eyes of our poets.. Prophet has been the subject of poetry both by groups might be
called a follower of tradition and new elements of poetry names remain connected by
the Prophet.The subject of this study consists of names of those who have written the
naʻt adhering to the classical form after the Tanzimat period. Although the tradition
of literary environment not though; Our poet, wrote naʻt with different poetic forms
using aruz prosody in their divans ,books or in other platforms. Our aim is to
answering the question that is there still the naʻts are written, the presence and
absence of many of these works are not perceived to be able to at least detect and
observe the changes in content .
Resources that we benefit in our study which is written or printed form
that was created after the death of the poet or books and dissertations have been. 26
naʻt anthology which replaced corpus of nuʻût today has been among our major
reference.
What we have seen in the results of research ; Tanzimat since both names
may be considered as a continuation of the tradition and first generation grows up
after the Republic and present day poets still keep on writing naʻt in the form set by
the traditions still largely. However ; it is provided monitoring of vocabulary, titles in
naʻt within cyclical terms and new concepts into the naʻt and the changing
perception of the Prophet