Duygu İsimlendirme Hazırlamasının ve Bağlanma Stillerinin Sözlüksel Karar Verme Performansı Üzerindeki Etkisi
Künye
GÖKÇEK, Vahide Ulusoy, Duygu İsimlendirme Hazırlamasının ve Bağlanma Stillerinin Sözlüksel Karar Verme Performansı Üzerindeki Etkisi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2015Özet
Bu çalışmanın amacı genelleşmiş ve özelleşmiş bağlanma stillerinin bilişsel karar verme performansını nasıl etkilediğini incelemektir. Bu amaçla farklı bağlanma stillerindeki katılımcıların tehdit, güven ve yüksüz hazırlama koşullarında, bir sözlüksel karar verme testindeki bağlanmayla ilgili ve genel anlamlı sözcüklerden oluşan hedef uyaranlara verdikleri tepki süreleri incelenmiş ve üç temel hipotez doğrultusunda test edilmiştir. Hipotezlerden ilki, tehdit hazırlaması altında verilen tepki sürelerinin güven ve yüksüz hazırlamalardakilerden daha uzun olacağı şeklindedir. İkincisi, sözlüksel karar verme testindeki hedef sözcüklerden bağlanmayla ilgili olanlara genel anlamdakilerden daha uzun sürede tepki verileceği yönündedir. Üçüncüsü ise bağlanma stillerine göre farklı hazırlama koşullarında ve hedef gruplarına verilen tepki sürelerinin farklılaşacağı yönündedir. Araştırmanın örneklemi çalışmaya katılmaya gönüllü olan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’ne devam eden 113 öğrenciden oluşmaktadır. Gönüllü Katılım ve Bilgilendirme Formunu imzalayan katılımcılar Demografik Bilgi Formu ve bağlanma stillerini belirlemek için kaçınmacı ve kaygılı bağlanma düzeylerini ölçen Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri doldurmuştur. Desenin dışından gelen etkileri kontrol etmek için anksiyete ve depresyon ölçümleri yapılmış ve bunlar için Beck Anksiyete Envanteri ve Beck Depresyon Ölçeği kullanılmıştır. Hazırlama ve hedef koşullarındaki performanslar ise sözlüksel karar verme testindeki sözcüklere verilen tepki süreleri ile ölçülmüştür. Katılımcıların hedef kelimelere kaç saniyede tepki verdikleri bilgisayar programı tarafından otomatik olarak kaydedilmiştir.
Sonuçlara göre güvenli, güvensiz ve yüksüz hazırlamada verilen tepki süreleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bağlanma hedef sözcüklerine genel sözcüklerden anlamlı düzeyde daha uzun sürede tepki verilmiştir. Yapılan t testi sonuçlarına göre hem hazırlama, hem de hedef koşullarında elde edilen farklılıklar tepki süreleri arasında kaçınmacı ve kaygılı bağlanma düzeyine göre anlamlı bir farklılık yoktur. Bağımsız ve karıştırıcı değişkenler ile yapılan ANCOVA sonuçlarına göre ise anksiyetenin ve depresyonun kovaryant etkisi çıkarıldığında, yalnızca kaygılı bağlananların tepki sürelerinin hem hazırlama hem de hedef koşullarında anlamlı düzeyde farklılaştığı gözlenmiştir. Sonuçlar literatür ışığında tartışılmıştır. The aim of the study is to examine the response times (RT) of participants who have different attachment styles, to target stimuli consisting of attachment-related and general words, under threat, secure and neutral priming conditions. In line with this aim, three main hypotheses are investigated: First, RTs under the threat condition are longer than other priming conditions. Second, RTs to attachment-related words are longer than the general target words. Third, RTs to target groups under different priming conditions are statistically different according to attachment styles.
The sample of the study consists of 113 volunteered under-graduate and graduate students from Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi. Participants were given informed consent , and then completed Demographical Information Form and Experiences in Close Relationship Scale. To eliminate the effects off the design, anxiety and depression levels were measured and Beck Anxiety Inventory and Beck Depression Inventory are conducted for this purpose. The performance in the priming and target conditions were measured by RTs in the lexical decision task.
According to the results, the differences between RTs under threat, secure and neutral conditions are not significant. RTs to attachment-related words are longer than the non-attachment stimuli. According to t test, RTs under both conditions, priming and target, are not statistically differentiated by attachment styles. But ANCOVA analyze shows that RTs of participants who have attachment anxiety are statistically different under both conditions when effect of levels of anxiety and depression are neutralized. The results are discussed under the light of the literature.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11352/2323Koleksiyonlar
İlgili Öğeler
Başlık, yazar, küratör ve konuya göre gösterilen ilgili öğeler.
-
60-72 aylık çocukların bağlanma durumları ile yalnızlık ve memnuniyetsizlik duyguları arasındaki ilişkinin incelenmesi
ŞAHİN, Hilal Güşta (Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2019)İlişkisel tarama modelinde dizayn edilmiş bu çalışmanın amacı, 60-72 aylık çocukların bağlanma durumları ile yalnızlık ve memnuniyetsizlik duyguları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışma grubunu, Tokat ilinde Milli ... -
Evlilik Uyumunu Etkileyen Faktörler : Bağlanma Stilleri ve Aleksitimik Özellikler
Sağlam, Elif (Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016)Bu çalışmada, evli bireylerin bağlanma stilleri ve aleksitimi düzeylerinin evlilik uyumları üzerindeki yordayıcılığının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 79 çiftin katılımı ile gerçekleşmiştir. Eşlerden her ikisinin ... -
Cinsel istismar mağduru ergenlerde bağlanma stili, depresyon, anksiyete, stres, stresle başa çıkma tarzları ve aleksitimi ilişkisi
Demirbaş, Sibel (Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017)Psikolojik, tıbbi, adli ve eğitimsel yönleriyle birlikte sosyolojik bir olgu olan çocuk istismarı türleri arasında, çocuk cinsel istismarı en gizli kalan olgulardandır. Çocuk cinsel istismarı olumsuz etkilerini yalnızca ...