Meslek Yüksekokulu / Vocational SchoolMeslek Yüksekokuluna ait yayınları içerir.https://hdl.handle.net/11352/292024-03-29T15:06:13Z2024-03-29T15:06:13ZBedelsiz Terk Uygulamasının Özel Hukuk Bakış Açısıyla DeğerlendirilmesiBakırcı, Münevver Kübrahttps://hdl.handle.net/11352/45972023-07-24T12:16:32Z2022-01-01T00:00:00ZBedelsiz Terk Uygulamasının Özel Hukuk Bakış Açısıyla Değerlendirilmesi
Bakırcı, Münevver Kübra
Bedelsiz terk, henüz parselasyon yapılmamış yerlerde uygulama imar planında umumi hizmetlere ayrılmış alanların,
malik tarafından ileri sürülen ifraz ve tevhit talebinin kabulü karşılığında malikin muvafakati ile kamu mülkiyetine
kazandırılmasıdır. Bu uygulamanın adı, şartları, hüküm ve sonuçları İmar Kanunu ve diğer herhangi bir kanunda
düzenlenmemiştir. Ancak ilgili idareler özellikle de belediyeler tarafından sıklıkla kullanılan olağan bir imar uygulama
aracı haline gelmiştir. Bu çerçevede de mülkiyet hakkı kaynaklı pek çok sorun da gündeme gelmektedir. Anayasa
Mahkemesi ve Yargıtay’ın yerleşik içtihadı, bedelsiz terkin bağış sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu çerçevede özel
hukuk hükümleri uyarınca adli yargıda değerlendirilmesi gerektiği şeklindedir. Danıştay ise bedelsiz terki, idari işlemin
bir parçası olarak nitelendirmektedir. Uyuşmazlık Mahkemesi’nin ise benzer uyuşmazlıklarda farklı gerekçeler ile
farklı yönde kararlar verdiği, kimi uyuşmazlıklarda adli yargıyı kimi uyuşmazlıklarda ise idari yargıyı görevli gördüğü
dikkat çekicidir. Malikin imar hakkını kullanmak için sunduğu ifraz ve tevhit veya mevcut imar durumunun artırılması
talebinin bedelsiz terk şartına bağlanması konu ile ilgili önemli sorunlardan biridir. Bir diğer sorun da bedelsiz terk
edilen taşınmazın terk amacı dışında başka bir amaç için özellikle de kamu yararı dışında özel menfaatler için kullanımıdır.
Konu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde Türkiye aleyhine karar verilmesine de sebebiyet vermiştir.
Yargıtay’ın bedelsiz terk eden malikin şartlı bağışta bulunmadığı sürece Kamulaştırma Kanunu 35. maddesi çerçevesinde
mülkiyet iddiasında bulunamayacağını kabul etmesi, pek çok mülkiyet hakkı ihlali iddiasını gündemimize
taşımaktadır. Süreçte bu tarz uygulamaları etkileyebilecek şekilde İmar Kanunu’nda değişiklik yapıldığı da görülmektedir.
Kanuni dayanaktan yoksun ve mülkiyet hakkını ihlal eden bedelsiz terkin gerçekleşmemesi için önleyici
mekanizmaların işletilmesi, mevcut uyuşmazlıkların adil bir şekilde çözümlenmesi gerekmektedir.; Free abandonment is the acquisition into public ownership of immovable reserved for public service in places where
parsellation has not yet to make, with the consent of the owner in return for the acceptence of the request for subdivision
and joining that are clamed by the owner. The name, the conditions, the terms and consequences of this application
are not regulated in the Zoning Law and any other law. However, it has become a regular zoning application tool that is
frequently used by relevant administrations, especially the municipalities. In the context, many problems arising from right
to property also come to the fore. The established jurisprudence of the Constitutational Court and the Supreme Court is that free abandonment is in the natura of a donation contract and in the context, it should be evaluted in the civil jurisdiction
in accordance with provisions of private law. On the other hand, the Council of State defines free abandonment as a part
of administiration action. It is noteworthy that the Court of Conflicts gives different desicions with different justifications in
similar disputes and considers the civil judiciary in the some disputes, the administrative judiciary in the some disputes.
One of the important problems related to the issue is that the request of the owner for subdivision and joining or increasing
the existing zoning status is the subject to the condition of free abandonment. Another problem is the use of abandoned
property for a purpose other than the purpose of abandonment, especially for private benefit other than public interest.
The issue is of such importance that it has led to a decision against Turkey in the European Court of Human Rights. The
Supreme Court’s decision is that the owner, who left free abandonment, cannot claim property in accordance article 35 of
Expropriation Law unless he/she makes the conditional donation, brings many claims of violation of property right to our
agenda. In the process, it is also seen that the change in the Zoning Law has been made in a way that may affect such
practice. Preventive mechanisms should be implemented and existing disputes should be resolved fairly in order to prevent
the free abandonment, which lacks a legal basis and violates the right of property.
2022-01-01T00:00:00ZFen Eğitiminde Kaynaştırma Modülünün Öğretmenlik Uygulamasına YansımasıMertoğlu, HaticeAkgül, Esra Macaroğluhttps://hdl.handle.net/11352/45402023-04-28T07:10:11Z2021-01-01T00:00:00ZFen Eğitiminde Kaynaştırma Modülünün Öğretmenlik Uygulamasına Yansıması
Mertoğlu, Hatice; Akgül, Esra Macaroğlu
Bu çalışmada fen eğitiminde kaynaştırma modülünün öğretmen adaylarının kaynaştırmayla
ilgili uygulamalar hakkındaki düşüncelerine ve kaynaştırma tutumlarına etkisi
araştırılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması
dersi kapsamında 5 farklı okulda uygulamaya gitmekte olan 33 öğretmen
adayı oluşturmaktadır. Çalışma başında öğretmen adaylarına “Kaynaştırmaya İlişkin
Görüşler Ölçeği” ve kaynaştırma modülü uygulanmıştır. Bireysel öğretim planları,
öğretimsel uyarlamalar ve benzeri materyaller içeren kaynaştırma modülünden sonra
okullardaki kaynaştırma uygulamaları öğretmen adayları tarafından gözlem ve görüşmelerle
değerlendirilmiştir. Böylece fen eğitiminde kaynaştırma modülünün öğretmen
adaylarının görüşleri üzerindeki etkileri ölçülmeye çalışılmıştır. Dönem boyu yapılan
her değerlendirme ve planlama ile uygulamaya ait veriler öğretmen adayları tarafından
ürün dosyaları ile toplanmıştır. Çalışma sonunda öğretmen adaylarına “Kaynaştırmaya
İlişkin Görüşler Ölçeği” tekrar uygulanmış, kaynaştırma uygulamaları
modülünün etkililiği ve kaynaştırma modülü ile ilgili görüşleri de nicel ve nitel olarak araştırılmıştır.; This is an experimental research with pre-test, post-test, no control
group design aimed to determine prospective science teachers’ understandings
about inclusion in science classes from both individual and
school perspectives. Research participants were 33 prospective elementary
science teachers in their senior years. All participants attended the
same 3 courses; Inclusive Applications Module, Alternative Measurement
and Evaluation and Student Teaching Practice in Spring Semester,
in 5 different elementary schools. At the beginning, “perceptions on inclusion”
scale applied to all participants and all asked to attend Inclusive
Application Module. Module included individual educational
plans, instructional modifications and appropriate instructional materials
for students in inclusive science classes. Based on what they learned
in module, research participants were asked to evaluate inclusion practices
in schools, via interviews and observations. Therefore, this paper
reports “how Inclusive Applications Module informed participants in
their student teaching practice as well as reporting its effects on participants’
perceptions and attitudes about inclusive science classes.
2021-01-01T00:00:00ZTicari İşletme KirasıBakırcı,Kübra Münevverhttps://hdl.handle.net/11352/39912021-12-14T12:12:38Z2018-01-01T00:00:00ZTicari İşletme Kirası
Bakırcı,Kübra Münevver
Çalışmamiz kapsamında ticari işletmenin, bir bütün halinde, canlı bir organizma olarak
kira sözleşmesine konu olmasını ele aldık. Ticari işletmenin bu şekilde ürün kirasına konu
olması, doktrin tarafından, bagimsiz bir isim altında, ticari işletme kirası olarak adlandırılmaktadir.
Ancak bagimsiz bir şekilde mevzuat kapsamında ticari işletme kirası kavramına ve hükümlerine
yer verilmemiştir. Ticari işletmenin bir bütün halinde konu oldugu bu sözleşmenin,
TTK m. 11/3'teki " ... yazılı olarak yapılır, tescil ve ilan edilir." Hükmü karşısında, BK m.12/2
uyarmca, geçerlilik şekline tabi oldugunu kabul etmek gerekecektir. Söz konusu sözleşme
Ticaret Hukuku'nun temel kavramını oluşturan ticari işletmeyi konu aldığından, sözleşmenin
hükümleri; "tacir" sıfatından degişiklik meydana getirebilmekte ve devrin kapsamında "ticaret
ünvanının bulaunması halinde, kiracıya, ticaret unvanı kullanma hakki verebilmektedir.
Sözleşmedeki tarafların karşılıklı hak ve borçlanma kapsamında kiraya verenin; işletmeyi, işletmeye
elverişli bir şekilde teslim etme ve bu şekilde bulundurma borcuna karşIık, kiracının;
ücret ödeme ve işletmeyi işletme borcu bulunmaktadır. Borçlarn ifası, borcun konusunun
canlı bir organizma olması hasebiyle özellik arz etmektedir. Aynı gerekçeyle sözleşmenin sona
ermesi ve bu halin sonuçlarında canlı bir organizmanın kullanım devrini gerektirdiginden
kendine has iözellikler sergilemektedir. Bütün bu sebeplerden dolayı, ticari işletme kirası, bir
borçlar hukuku sözleşmesi olmakla birlikte etkilerini ticaret hukukunda göstermesi sebebiyle
disiplinler arası bir çalışmayi gerektirmektedir.; In this study, commercial enterprise as a living organism is handled, in the aggregate, as
a subject of the lease contract. In doctrine, this contract is named as "commercial enterprise
lease". However the concept and provisions of the commercial enterprise lease are not
independently regulated in legislation. According to the Article 11 /3 of Turkish Commercial
Code which states "in writing, registered and announced", the commercial enterprise lease
should be subjected to requirement of form. Provisions regarding the commercial enterprise
lease contract, may make a change in the title of"merchant" and if the transfer includes "trades
name" -within its scope-, the tenant may have the right to use that trade name. As part of the
mutual rights and obligations of the parties to the contract, the owner is obliged to deliver
and maintain the enterprise as suitable for operation and the tenant is obliged to pay fee and operate the enterprise. Performance and termination of the contract have unique features due
to the subject of the debt being a living organism. Commercial enterprise lease is a contract in
the field of law obligations, that repuires interdisciplinary research.
2018-01-01T00:00:00ZArsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Gözden Geçirme ve BildirimKara, Elifhttps://hdl.handle.net/11352/37112021-06-29T09:14:31Z2020-01-01T00:00:00ZArsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Gözden Geçirme ve Bildirim
Kara, Elif
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Yüklenicinin inşaattaki ayıplardan sorumlu tutulabilmesi, arsa sahibinin gözden geçirme ve bildirim faaliyetini yerine getirmesine bağlıdır. Çalışmamızda gözden geçirme ve bildirim faaliyeti tüm yönleriyle ele alınacaktır.; Construction contract against land share is a contract that imposes
debt on both sides. The ability of the contractor to be held responsible
for def ects in construction depends on the landowner's fulfillment of
the review and notification activity. In our study, review and reporting
will be handled in all aspects.
2020-01-01T00:00:00Z