Seçilmiş Örnekler Bağlamında Fatih Dönemi Minyatürlerinin Teknik Çözümlemesi
Künye
YAMAN, Asiye, Seçilmiş Örnekler Bağlamında Fatih Dönemi Minyatürlerinin Teknik Çözümlemesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları (Minyatür) Anasanat Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2015Özet
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethiyle başlayan yeni dönemde, içeride ve dışarda
birçok yenilik hareketinin ortaya çıktığı görülmektedir. Her alanda kendini hissettiren
bu yenileşme, kültür ve sanat ortamında da kendini göstermiştir. Fatih gibi bir cihan
sultanının bilim ve sanata olan ilgisi ve merakı, Osmanlı kültürünün kapılarını Doğu ve
Batı kültürlerine açmasında önemli rol oynamıştır.
İstanbul’un fethinden önce Edirne sarayında bir nakkaşhanenin varlığı bilinmektedir.
Fetihten sonra ise Topkapı Sarayı’nın (yeni saray) yakınlarına bir nakkaşhane yapılmış,
bu nakkaşhanelerde fethedilen bölgelerden getirilen sanatçılar ile yerli sanatçıların ortak
çalışması sonucunda Osmanlı minyatür sanatı kendi ekolünü oluşturmuştur. Dönemin
minyatürlü el yazmaları incelendiğinde metine bağlı, sakin, dingin bir resim dilinin
oluştuğu görülür. Bu çalışmada, oluşum süreci dahilinde Osmanlı minyatürünün hangi
ekollerden etkilendiğinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Fatih nakkaşhanelerinde
yazılmış eserlerin, yurt dışı kütüphanelerine nasıl çıkarıldığı bilinmemekte olup, döneme
ait değerlendirilecek eser sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir.
Bu döneme ait olan eserler üzerinde yapılan çalışmalarda, üslup birliğinden söz edilebilir.
Kolofonu belli olmayan TSMK’da R.989 numarada kayıtlı olan Külliyat-ı Kâtibi
adlı yazmadaki minyatürlerin, Fatih nakkaşhanesi ürünü olan ve halen Oxford Bodlein
Library’de bulunan Tebrizi’ye ait Dilsuzname adlı küçük boyutlu eserdeki minyatürler
ile oldukça benzerlik göstermesi dikkat çekmiştir. Bu benzerlikten dolayı Külliyat-ı
Katibî adlı yazmanın, Fatih Nakkaşhanesinde hazırlanmış olduğu kanısına varılmıştır.
Osmanlı minyatür üslubunun anlaşılması açısından, bu iki yazma minyatürleri oldukça
önem taşımaktadır. Bu araştırmalar geçmişten gelen kültürel mirasımızın öneminin kavranmasına
ve buna sahip çıkma liyakatına ulaşmamıza vesile olmaktadır.
Çalışma, giriş bölümünden sonra, beş ana başlık altında toplanarak, birinci bölümde
minyatür sanatının oluşumu ve tarihçesi İslam’da minyatür sanatı, İslam da resim yasağı
konularına yer verilmiştir. İkinci bölümde Doğu medeniyetinin 15. yüzyılda minyatür
sanatında geldiği nokta ile Batı’da minyatür, dönemler, ekoller, eserler ve nakkaşlar ele
alınmıştır. Üçüncü bölüm Fatih dönemine gelinceye kadar minyatür sanatının hangi
süreçten geçtiği konusuna değinilmiştir. Dördüncü bölüm ise Fatih dönemi yazmalarındaki
Osmanlı üslubunun oluşmasını sağlayan minyatürlerin üslup analizi yapılmıştır.
Beşinci bölüm ise Fatih dönemi portreciliğine ayrılarak, portrelerde doğu ve batı etkisi
tahlil edilmiştir.