Mevlana ve Derrida Örneğinde Dilin Güvenilmezliği ve Yetersizliği
Künye
TURAL, Secaattin. "Mevlana ve Derrida Örneğinde Dilin Güvenilmezliği ve Yetersizliği." FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 6 (2015): 233-241.Özet
Türkçeye yapısöküm, yapıbozum diye de çev rilen dekonstrüktivist kuramının öncüsü
olan Derrida’nın “différance” kavramı üzerinden Mevlana örneğinde tasavvufi şiirin
gerçeği anlatmada niçin başka bir lisan tekellüm etmeye çalıştığı ile ilgili bağlantı kurmaya
çalıştığımız bu yazımız, Derrida’nın “dilin “gerçek”i ifade etmede, mutasavvıfların
ise “hakikat”i yani mistik-metafizik gerçekliği ifade etmede yetersiz olduğu iddiasında
olmaları üzerinedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta “hakikat” ve “gerçek” kavramları
birbirinden hayli farklı anlamlarda kullanılsa da hiçbir metnin ya da sözün mutlak
ve kesin bir anlamının, “dil” denilen göstergeler sistemi içinde ifade edilemeyeceğidir.
Derrida bunu “différance” yani anlamın hep ertelenmesi ve askıya alınması olarak tanımlarken,
Mevlana örneğinde sufi şairler ise “dil”in aczine vurgu yaparak hakikatin asla
“dil”e getirilemeyeceğini ileri sürerek“sükût”u öne çıkarmışlardır. Bu anlamda “dil” üst
başlığında söz ve yazının kaypak doğası kesin bir anlam içermekten uzaktır. Dolayısıyla
ne dünyevi gerçekliği ne de mistik hakikati dile getirmede güvenilir bir araçtır.