Ara
Toplam kayıt 58, listelenen: 51-58
İnsan Kur'anla Niçin ve Nasıl Buluşmalı
(Server İletişim, 2007)
İnsan, yaratılmışların en üstünüdür; eşref-i mahlûkâttır.
Şeyhi'nin Vekayiü'l-Fudala'sının Bilim Tarihi Tarafından Önemi ve Değeri
(IRCICA, 2001)
Tezkire geleneği dışında Osmanlı Alim ve şeyhlerinin biyografilerinin
toplandığı Eş-şekaiku 'n-Nu'maniyye fi ulemai 'd-devleti 'l-Osmaniyye,
Taşköprüzade Ahmed Efendi tarafından donemin geleneğine uygun olarak
Arapça ...
Kanuni Sultan Süleyman Devri Tarih Yazıcılığı ve Literatürü
(İstanbul Üniversitesi, 2006)
Germiyanlı I. Ahmed ile başladığı kabul edilen Osmanlı tarih yazıcılığı
II. Murad devrinde (1421-1453), daha ziyade Tarihi Takvimler'e dayanılarak
meydana getirilmiş Anonim Tevarih-i Al-i Osman'larla devam etmiş, ...
Mimarlık Öğrencileri için Objelerin İki-Üç Boyutlu Grafik Anlatımı ve Zihinde Canlandırma
(Mimar Sinan Üniversitesi Yayınları, 2000)
Düşüncenin grafik anlatımında işaret ve sembollerin kullanılması yazı ve dilinden çok daha eski olduğu kabul edilmektedir. Yazılı tarihten daha eski devirlere uzanan mağara resimleri bunun kanıtıdır. Mısır hiyegrolifleri ...
Kanuni Devri Vezirlerinden Sofu Mehmed Paşa'ya ve Sofya'daki Külliyesine Dair
(IRCICA, 2002-04-21)
Sofu Mehmed Pa~a Bo~nak asllh olup Enderiln' da yeti~ti. Saraydaki ve
beylerbeyliginden onceki gorevleri hakkmda bilgimiz yoktur. 941 (1534-35)
yllmda Rumeli beylerbeyligine getirildi. Bu gorevi s1rasmda Kanuni 'nin
Pulya ...
Osmanlı Tarih Edebiyatında Türklere Genel Bir Bakış
(IRCICA, 2006)
4000 yıllık tarih geçmişi olan Türklerin çoğu birbirinin devamı
niteliğinde çok sayıda devlet kurmuşlar ve adeta tarih yazmaktan ziyade
tarih yapmışlardır.
Safranbolulu Üç Şahsiyet
(Türk Tarih Kurumu, 2003)
Anadolu yarımadası tarih boyunca büyük şahsiyetlerin yetiştiği bir yer olmuştur.
Özellikle mana resminde soz sahibi alan bu kişiler bazen hükümdarları da etkilemişler, topluma yön vermişlerdir.
Evlâd-ı Fâtihân’ın Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye Ordusuna İlhakı İçin Yapılan Çalışmalar
(Marmara Üniversitesi, 2008)
Kuruluş yıllarından itibaren Osmanlı hükümdarları fethedilen yerlerde
zorunlu iskan politikası uygulamışlar, boylece bu yerlerin kalıcı memleket
topragı olmasını sağlamışlardır.