Türkiye’de Geleneksel El Dokumacılığı Eğitimi
Künye
UĞURLU, Aydın. "Türkiye’de Geleneksel El Dokumacılığı Eğitimi". ARIŞ Halı Dokuma ve İşleme Sanatları Dergisi, 17 (2020): 22-43.Özet
Orta Asya Göçebe Oğuz topluluğundan Yörük ve Türkmen boyları, Anadolu’ya yerleşmek
amacıyla gelmişlerdir. Anadolu’ya yerleşen Oğuz kültürü genellikle göçebe ve hayvancılıkla
uğraşırlardı. Hayvansal ürünler, dokumacılığı oluşturan temel ürünlerdir. Bu nedenle göçebe
toplumlarda dokumacılık halk sanatıdır. Göçebelerin yerel, ulusal ve evrensel değerlerde kültürel ve
görsel kimliklerinin başyapıtları, geleneksel el dokumaları olmuştur. İletişim, ulaşım, resmi eğitim
olanağı olmayan göçebeler, yerleşik toplumların tutuculuğuna kapılmadan daha yaratıcı, serbest,
sağlıklı ve canlı bir sözel ve görsel kültür oluşturmuşlardır. Bu oluşumdaki geleneksel dokuma
sanatının önemi küçümsenemez.
Geleneksel el dokumacılığı, eskiden toplumda aile sanatıydı. Anadolu’da kırsal kesimde çeyiz için
dokunan halı ve kilimlerin köyde sergilenmesi ile güzel sanatlar eğitimi almış kişilerin çalışmalarını
bir galeride sergilenmesi arasında hiçbir fark yoktur. Yörük ve Türkmenlerin tabloları, dokudukları
halı, kilim ve dokumalar olmuştur. Ancak yabancılar tarafından keşfedilinceye kadar, kırsal kesim
dokumalarının sanatsal değeri fark edilmemiştir. Bu dönemde ülkemiz sanat alanlarında yöresel halk
sanatlarından hiç bahsedilmemiştir. Ayrıca geleneksel el dokumaları, kırsal bölgelerden ucuza alınıp
yabancılara pahalıya satılan ticari mal olarak kabul edilmektedir.
Geleneksel düzen döneminde yapılanların bir çoğu Türk ulusunun yerel, ulusal ve evrensel
boyutlardaki geleneksel el dokumacılığı örnekleri olmuştur. Fakat aynı zamanda dokuyana özgü
izler, aşiretine ait motifler ve renkleri taşımışlardır. Bu nedenle Türklerin sanatsal övünç kaynağı
olmuşlardır.
Ülkemizdeki geleneksel el dokumacılığı eğitiminin sanatsal gelişimi sağlamak için üniversitelerde
önlisans-lisans-lisansüstü programlar açılmıştır. Bu programlarda, genç kuşaklara ülkemizdeki müze
ve koleksiyonların eksikliğini giderecek geleneksel el dokumacılığı hakkında teorik ve uygulamalı
eğitim verilmektedir.
Bu makalede, geçmişte aile sanatı olan geleneksel el dokumacılığının günümüzde akademik
düzeyde eğitiminin verilmesi arasında geçişleri ve yapılması gerekenler sorgulanacaktır. Geleneksel
el dokumacılığının nasıl sürdürülmesi hakkında bilgiler verilecektir. Yoruk and Turkmen tribes from the Central Asia Nomadic Oghuz community came to settle in
Anatolia. Oghuz culture that settled in Anatolia generally dealt with nomads and animal husbandry.
Animal products are the main products that make up weaving. For this reason, weaving in nomadic
societies has been a folk art. The masterpieces of the nomads’ cultural and visual identities in local,
national and universal values have been traditional hand weavings. The nomads, who do not have the
means of communication, transportation and formal education, have created a more creative, free,
healthy and vibrant verbal and visual culture without falling into the conservatism of settled societies.
The importance of traditional weaving art cannot be underestimated in this formation.
Traditional hand weaving was formerly family art in society. There is no difference between
exhibiting carpets and rugs woven for dowry in rural areas in Anatolia in the village and exhibiting
the works of people who have received fine arts education in a gallery. The paintings of the Yoruk and
Turkmen have been the carpets, kilims and weavings they weaved. However, the artistic value of rural
textiles was not realized until it was discovered by foreigners. In this period, local folk arts were never
mentioned in the art fields of our country. In addition, traditional hand weavings are considered as
commercial goods that are bought cheaply from rural areas and sold dearly to foreigners.
Many of which was done in the traditional order period were the traditional hand weaving
samples of the Turkish nation in local, national and universal dimensions. But at the same time, they
carried traces specific to marks, motifs and colours belonging to their tribe. For this reason, they have
become a source of artistic pride of the Turks.
In order to provide the artistic development of traditional hand weaving education in our
country, associate degree, undergraduate and graduate programs have been opened in universities.
In these programs, theoretical and practical training is given to young generations about traditional
hand weaving, which will make up for the lack of museums and collections in our country.
In this article, transitions between traditional hand weaving, which was a family art in the past,
at the academic level in today will be determined and question what needs to be done. Information
will be given about how to continue traditional hand weaving.
Kaynak
ARIŞ Halı Dokuma ve İşleme Sanatları DergisiSayı
17Bağlantı
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1467006https://hdl.handle.net/11352/3731