شِعر المديح بَوي (محتواه و أشكاله) في بلاد الشام في العهد العثماني
Citation
ALMASRİ, Asmaa, شِعر المديح بَوي (محتواه و أشكاله) في بلاد الشام في العهد العثماني, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Temel İslâm Bilimleri Programı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2021.Abstract
يهدف هذا البحث إلى ال تّعريف بشعر المديح ال نّبو يّ في بلاد الشام في العهد العثمان يّ، وهو أحد
أنواع الشعر ال دّين يّ الذي حظي باهتمام كبير من الشعراء آنذاك. تض من هذا البحث ثلاثة فصولّ:
الأ وّلّ: يبحث في موضوعات الشعر في بلاد الشام في العصر العثمان يّ، وقد بدا أ نها شملت
موضوعات الشعر ال تّقليد يّة عا مّة، إضافة إلى موضوعات جديدة اقتضتها طبيعة العصر والحياة
الاجتماع يّة والمخترعات الحديثة، وما يتعلق بها من أحكام شرع يّة.
الثاني: يتح دّث عن شعر المدح ال نّبو يّ منذ نشأته ح تّى نهاية العصر المملوك يّ، ويب ين ما طرأ عليه من
تطوير؛ إذ بنى ك لّ شاعر مدائحه على ما أ سّسه سابقوه من الشعراء، مع إضافة سمته الخا صّة للشعر
سواء أكانت في المعنى أم في المبنى.
أ مّا الفصل الثالث وهو غاية المطلوب - فقد تناولّ شعر المديح ال نّبو يّ في بلاد -ّ
الشام في العصر
العثمان يّ، واحتوىّ على مبحثين:
في الأ وّلّ منهما ت مّ الحديث عن أشهر أعلام المديح ال نّبو يّ آنذاك، مع الحديث عن مدائحهم ال دّين يّة،
وما تم يز به مديح ك لّ منهم. وتبع ذلك الكلام على معاني المدح ال نّبو يّ التي سار فيها الشعراء على نهج
سابقيهم، فتح دثوا عنها ك لّ بأسلوبه وطريقته. إضافة إلى المعاني الجديدة التي نظمها شعراء هذا العصر،
وهي ما م يزت مدحهم عن سابقيهم. Bu çalışma, Osmanlı dönemi Bilâdüşşâm bölgesinde Rasulullah (sav.) için yazılan medih şiirlerinin (naat) tanıtımını hedeflemektedir. Naat, Osmanlı dönemi şairlerinin büyük ihtimam gösterdiği dini şiir türlerinden biridir.
Çalışma üç bölümden oluşmaktadır:
1. Bölüm: Osmanlı döneminde Bilâdüşşâm bölgesinde şiirin konularını ele almaktadır. Araştırma neticesinde, dönem şiirinin klasik şiir konularını genel olarak ihtiva ettiği; bunun yanı sıra asrın, ictimaî hayatın, modern icatların ve bunlarla ilişkili dinî hükümlerin gerektirdiği konuların da şiire eklendiği görülmüştür.
2. Bölüm: Naatin; doğuşundan Memlük dönemi sonuna kadar seyrini ve süreç içerisindeki gelişimini ortaya koymaktadır. Görülmüştür ki her şair, medihlerini önceki şairlerin tesis ettikleri esaslar üzere bina ederken, hem anlam hem de yapı bakımından kendilerine özgü nitelikleri de şiirlerine katmışlardır.
3.Bölüm: Tezin ana konusunu teşkil eden Osmanlı dönemi Bilâdüşşâm bölgesinde icra edilen naatleri ele almaktadır. Bu bölüm iki ana kısmı ihtiva etmektedir.
Birinci kısımda, naat sahasında Osmanlı devrinin en meşhur şairlerinden bahsedilip, bu şairlerin dini medhiyeleri ve medhiyelerin öne çıkan vasıfları değerlendirilmiştir. Ardından naat şiirlerindeki anlamlar üzerinde durulmuştur. Şairler, anlamlar hususunda seleflerinin yolunu takip etmiş, bununla beraber her biri kendi üslubunu ve tarzını kullanarak anlamları işlemiştir. Buna ilaveten bu asrın şairlerinin sistemin içine dahil ettiği yeni anlamlar da bulunmaktadır ki kendi naatlerini seleflerininkinden ayırt eden de bunlar olmuştur.
İkinci kısım naat şekillerine tahsis edilmiş ve şunlar tespit edilmiştir: Dönemin naati, önceki asırlarda görülen “geleneksel kaside”, “bedîiyyât”, “mevâliyyât”, “müveşşahlar”, “rubâîler”, “mevlidü’n-nebî” gibi tüm şiir çeşitlerini kapsamakla beraber bu dönemin kendine has naat şekli “el- müsâcelât eş-şi‘riyye”dir ki kanaatimce bu, çeşit bakımından dinî ve içtimaî boyutları olan bir yeniliktir. Zira bu yeni şiir şekli, naatin her mekân ve zamanda daima çokça rağbet gören edebî bir ürün olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, Rasulullâh’ın (sav.) o zamanın insanlarının kalplerindeki konumuna dair önemli bir işaret içermektedir. İçtimaî bakımdan da naatin; ortak din, toplum ve fikir kültürünün bir araya getirdiği, kaynaşmış bir topluluk ruhundan neşet ettiğini gözler önüne sermiştir.
Çalışmanın sonunda, Osmanlı dönemi edebiyatının tarihsel süreci içinde Arap edebiyatının temel yapı taşlarından biri olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Söz konusu dönem olmasa modern dönemde herhangi bir edebiyat veya edebiyatçı gün yüzüne çıkmazdı. Bu sebeple Osmanlı dönemi edebiyatının hakkı olan araştırma ve incelemeler gerçekleştirilmeli, onu tarihin tozlu sayfalarına gömen ve izlerini görünmez hale getiren ihmalkarlık perdesi kaldırılmalıdır. This research aims to introduce the prophet praise poetry in the Levant during the Ottoman era, a type of religious poetry that received great attention from poets at the time. It includes three chapters.
The first chapter discusses the topics of poetry in the Levant in the Ottoman era. These topics spanned the traditional poetry topics in general, in addition to new topics necessitated by the nature of the times, social life and modern inventions, as well as related Sharia provisions.
The second chapter talks about the prophet praise poetry from its inception until the end of the Mamluk era and shows how it developed, as each poet built his praise poems on the foundations of his predecessor poets, and added his own touch, whether in meaning or in form.
The third chapter, which is the core of the research, addresses the prophet praise poetry in the Levant during the Ottoman era. It has two parts.
The first part talks about the most prominent poets in this field at the time, and what characterized the religious praise poems of each of them. This was followed by a discussion of the notions of the praise of the prophet. Poets of this era followed the footsteps of their predecessors on some notions and addressed these notions in their own way and manner. They also introduced new notions, which distinguished their praise from that of their predecessors.
The second part was devoted to forms of the praise of the prophet. It turns out that these covered all the poetic forms of the previous times, including traditional poetry, badi’iyyat, muwashshahat, quatrains, mawalia and mawlid. However, the new art that was specific to this era was the art of poetic musajalat (poetry exchanges), which in my opinion is a distinctive artistic feature that has its own religious and social aspects. This art showed the popularity and prominence of prophet praise in every gathering and at every time, which indicates the status of the Prophet in the hearts of people at the time. On the social level, the prophet praise emerged from a harmonious collective spirit; the poets shared a common religious, social and intellectual culture that enabled them to come up with this art.
At the end of the research, it was found that literature in the Ottoman era was an essential pillar of Arabic literature throughout history. Without it there would have been no literature or literary figures in modern times. It deserves to be duly researched and studied, and we need to brush away the dust of neglect that has concealed its features and rendered it in the shadows of oblivion.