Osmanlı Belgeleri Işığında İstanbul Tarihi Yarımada Bölgesinin Yer Altı Yapılarının İncelenmesi
Künye
ULAŞ, Arzu, Osmanlı Belgeleri Işığında İstanbul Tarihi Yarımada Bölgesinin Yer Altı Yapılarının İncelenmesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı Kültürel Mirasın Korunması Ve Yönetimi Programı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2021.Özet
Yer altı, somut ve soyut anlamı ile şehir siluetindeki gizliliğinden ötürü toplumsal bellekte sürekli yeniden üretilmiştir. İstanbul, topoğrafyasında barındırdığı kültürel ve tarihi katmanları ile dünya tarihinin kadim kentleri arasında yer almaktadır. İstanbul’un Osmanlı belgelerindeki yer altı algısının, sosyal, kültürel, siyasal ve dini anlatımlarının mimarlık ile ilişkisi araştırmaya değer bir önem arz etmektedir.
Bu tezde, İstanbul Tarihi Yarımada’daki yer altı yapıları, Osmanlı döneminde 19. yüzyılda uygulanan kadastral bölümlenmeye göre beş başlıkta araştırılmıştır. Yer altı yapılarından; sarnıçlar, çukur bostanlar, mahzenler, kuyular, su yolları, maksemler, ayazmalar, çukur çeşmeler ve yangın havuzları incelenmiştir. Araştırmaya konu olan yer altı yapıları, mekân-mülkiyet sınırlarının toplumsal ve hukuksal bağlamı içinde yorumlama çabasını gerektirmiştir. Geçmişten bugüne yasal düzenlemeler ile kentsel çevreye yapılan müdahaleler bu yapıların, varlığını ve kimliğini önemli derecede etkilemiştir. Tahrip edilerek arkeolojik mimari kalıntıya dönüşmüş veya yok edilmiş olan kayıp eserler de bu çalışma kapsamında belirlenmiştir.
Araştırmamız, Tarihi Yarımada’daki yer altı yapılarının özgün işlevlerinin tanımlanmasını ve ilk inşalarından günümüze geçirdikleri serüveni anlatmayı amaçlamaktadır. Günümüzde İstanbul’un tarihi mimari yapıları hakkında genel ve bütüncül hükümlerde bulunmak için gerçekleştirilen koruma ve restorasyon uygulamalarında arşiv belgelerinin mutlaka dayanak olarak kullanılması zorunludur. Bu tezde karanlıkta kalmış yer altı yapılarını Osmanlı arşiv belgeleriyle aydınlatmak ve İstanbul mimarlık envanterine kazandırmak hedeflenmiştir. Çalışmanın sonucunda oluşturulan harita ile halen mevcudiyetini koruyan ve günümüzde silikleşen bu yer altı yapılarının izleri, Osmanlı belgeleri ışığında güncel haritalar üzerinde işlenerek görünür hale getirilmiştir. The underground, with its concrete and abstract meaning, has been constantly reproduced in the collective memory due to its secrecy in the urban skyline. Istanbul takes part among ancient cities of the world history with its cultural and historical layers hold in its topograghy. The relationship between the underground perception of Istanbul, its social, cultural, politicial and religious expressions in the Ottoman archive documents with architecture is of great importance worth of study.
In this thesis, underground structures in the historical peninsula of Istanbul have been investigated under five headings according to the cadastral division implemented in the nineteenth century in the Ottoman period. Among the underground constructions; cisterns, pit orchards, cellars, wells, waterways, pit water distribution chambers, holy springs, pit fountains and fire pools were researched. The underground structures subject to research required an effort of interpretation of the space-property boundaries within the social and legal context. Interventions in the urban environment with legislative regulations from past to present have enormously affected the existence and the identity of these structures. The lost artifacts which transformed into archeological architectural remains by devastating and lost works by destroying have also been defined within the scope of this study.
Our research aims to describe the original functions of the underground structures in the historical peninsula and to express their adventure from their initial construction to the present time. It is compulsory to use the archive documents as a basis for the practices of conservation and restoration in order to make general and holistic provisions about the historical architectural structures of Istanbul. In this thesis, it has been aimed to enlighten the underground structures left in darkness with the lights of the Ottoman archive documents and to add them in the Istanbul architectural inventory. With this study, a map has been drawn. Thus, the traces of these underground structures, which are still in existence and faded today, have been made visible on current maps in the light of Ottoman documents.