Post-Seküler Durum ve Modern Devletin Eleştirisi
Künye
OKUMUŞ, Ahmet."Post-Seküler Durum ve Modern Devletin Eleştirisi." Felsefi Düşün Akademik Felsefe Dergisi, 20 (2023):85-114.Özet
Son birkaç on yılda, din ve siyaset, sekülerlik ve post-sekülerlik üzerine artan
tartışmalar, devletin yeniden ve bu kez daha çok siyasi ilahiyat ve sivil din
gibi başlıklar altında gündeme gelmesini sağlamış bulunuyor. Modern
devletin teolojik arka planını, modern siyaset düşüncesinin saklı kalmış
teolojik katlarını faş etmeye dönük ilgiler, devlet sorununu bu yeni bağlam
içinde işleyebileceğimiz imkânlar oluşturuyor. Belki de post-seküler
durumun en çarpıcı tezahürlerinden biri, devlete karşı siyasi ilahiyat
girişimlerinin geri dönüşüdür. Bu makale, Alasdair MacIntyre ve Wael B.
Hallaq örneklerinde, etiko-teolojik esaslara dayanarak devlet-karşıtı bir
siyaset düşüncesi geliştirmeye dönük teşebbüslerin imkân ve sınırlarını konu
ediyor. MacIntyre, After Virtue (Erdem Peşinde) ve sonrasındaki
çalışmalarında, Thomasçı-Aristotelesçi Hristiyan düşünce geleneğini bazı
Marxist ögelerle eklemleyerek devleti paranteze alan bir tür cemaatçi-mahalli
siyaset anlayışının koşullarını araştırırken, Hallaq, The Impossible State
(İmkânsız Devlet) kitabında, İslam hukuk tarihi ve doktrinine dair daha önce
yaptığı çalışmalardan hareketle İslami normatifliğin merkezinde modern
egemenlikle bağdaşmayan bir yasa fikri ve pratiğinin bulunduğunu
vurgulayarak devletin neden İslami olarak “imkânsız” bir seçenek olduğunu
göstermeye çalışır. Farklı düşünce geleneklerini takip eden bu iki yaklaşımın
ortak paydası, ahlaki olanı merkeze almalarıdır. Bu itibarla, politik olanı
ahlaki bir temelde kurmanın imkân ve zorlukları hakkında da fikir verirler. Over the last couple of decades, with intensifying debates over religion and
politics, secularism and post-secularity, the problem of state resurfaced in
relation to broader issues of political theology and civil religion. Growing
interest in the theological background of the modern state and in
uncovering some subtly theological strands within modern political thought
came to provide novel possibilities to deal with the question of the state in
this context. Perhaps one of the most striking manifestations of the postsecular
condition today is the return of attempts at political theology against
the state. This study explores the potentialities and limitations of the
initiatives of developing an anti-statist political thought on ethicotheological
foundations in the cases of Alasdair MacIntyre and Wael B.
Hallaq. Whereas MacIntyre, in his After Virtue and the works after, searches
for the conditions of an anti-statist local-communitarian conception of
politics by articulating the Thomistic-Aristotelian tradition with some
Marxian elements, Hallaq, in his book The Impossible State, tries to
demonstrate why the state is an Islamically impossible option by
emphasizing that at the center of Islamic normativity is an idea and practice
of law incompatible with modern sovereignty. The common denominator
of these two approaches pursuing different traditions of thought is their
centering on morality. They thus provide insights into the possibilities and
difficulties of constructing the political on a moral basis.