Faya Yakın Yer Hareketi Kayıtları Etkisindeki Çaprazlı Çelik Çerçevelerin Deprem Performansının Değerlendirilmesi
Künye
GÜLER, Merve, Faya Yakın Yer Hareketi Kayıtları Etkisindeki Çaprazlı Çelik Çerçevelerin Deprem Performansının Değerlendirilmesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı İnşaat Mühendisliği Programı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2024.Özet
Son yüzyılda dünyada meydana gelen depremlerden kaydedilen yer hareketi
verileri faya yakın yer hareketi özelliklerinin faya uzak kayıtlardan farklı olduğunu
göstermiştir. Özellikle 1989 Loma Prieta, 1994 Northridge, 1995 Kobe ve 1999
Kocaeli depremlerinde faya yakın bölgelerde bulunan yapılarda çok ciddi ve ağır
hasarlar meydana gelmiştir. Faya uzak yer hareketleri ile karşılaştırıldığında faya
yakın yer hareketleri yapılar üzerinde daha büyük yerdeğiştirme talebine neden
olmaktadır.
Ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş
Pazarcık/Elbistan depremlerinde yapılaşmanın faya yakın olması nedeniyle bazı
illerde yapılardaki hasar düzeylerinin veya yıkılan bina sayısının faya uzak
bölgelerden daha fazla olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle tez çalışmasında faya yakın
yer hareketi kayıtlarının çelik okul yapıları üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu
amaçla dört katlı, deprem yüklerini her iki doğrultuda süneklik düzeyi yüksek merkezi
çaprazlı çelik çerçevelerin (MÇÇ) karşıladığı, bunların haricindeki tüm iç çerçevelerin
sadece düşey yük taşıdığı kabul edilerek okul binasının tasarımı gerçekleştirilmiştir.
Süneklik düzeyi yüksek MÇÇ çerçevelerin tasarımı ÇYTHYE 2016 ve TBDY 2018
yönetmelikleri dikkate alınarak yapılmıştır. Kapasite tasarımı gerçekleştirilen MÇÇ
çerçevenin deprem performansı doğrusal olmayan analiz yöntemlerinden statik itme
ve zaman tanım alanında analiz yöntemleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Dinamik
analizlerde çalışmanın amacı doğrultusunda dikkate alınan yakın fay davranışını
yansıtacak şekilde 30 adet deprem yer hareketi kullanılmıştır. Sonuçlar incelendiğinde, MÇÇ çerçevenin sistem davranışında çapraz
elemanların basınç etkisindeki burkulmasının belirleyici olduğu gözlemlenmiştir.
Ayrıca dinamik analizlerde kullanılan deprem yer hareketi kayıtları ölçeklendirme
yöntemlerinden spektral uyuşum yaklaşımında, basit ölçekleme yöntemine göre daha
küçük yerdeğiştirme talepleri oluşmuştur. In the last century, recorded ground motion data from earthquakes around the
world has shown that the characteristics of near-fault ground motion differ from those
of far-fault records. In particular, the 1989 Loma Prieta, 1994 Northridge, 1995 Kobe,
and 1999 Kocaeli earthquakes caused severe and extensive damage to structures
located in near-fault regions. Compared to far-fault ground motions, near-fault ground
motions impose greater displacement demands on structures.
In the earthquakes that occurred in Pazarcık/Elbistan, Kahramanmaraş, on
February 6, 2023, it was determined that the level of damage to structures or the
number of collapsed buildings in some cities was greater in regions near the fault
compared to regions farther from the fault. Therefore, this thesis investigates the
effects of near-fault ground motion records on steel school structures. For this purpose,
a four-story school building was designed, assuming that earthquake loads in both
directions are resisted by highly ductile centrally braced steel frames (CBFs), while all
other internal frames carry only vertical loads. The design of the highly ductile CBFs
was carried out in accordance with ÇYTHYE 2016 and the Turkish Building
Earthquake Code (TBDY 2018). The seismic performance of the capacity-designed
CBFs was evaluated using nonlinear analysis methods, specifically static pushover and
time-history analysis. In dynamic analyses, 30 earthquake ground motions reflecting
near-fault behavior were considered to align with the study's objectives.
Upon examining the results, it was observed that the buckling of the bracing
elements under compressive forces was a decisive factor in the system behavior of the
CBF frame. Additionally, in the dynamic analyses, the spectral matching approach for scaling earthquake ground motion records resulted in smaller displacement demands
compared to the simple scaling method.