İstanbul’a Ait Yapılardaki Kayıp Türk Çinileri
Künye
ILGAZ, Nazan, İstanbul’a Ait Yapılardaki Kayıp Türk Çinileri, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları (Çini) Anasanat Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2015Özet
“İstanbul’a ait yapılardaki kayıp Türk Çinileri”ni belirlemeyi amaçladığımız tezimizde, gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet Dönemlerinde yaşanmış olan çini kayıpları ile ilgili belgeler incelenerek ele alınmışlardır. Çalışmamızın, yurt dışına kaçırılmış çinilerin envanterine önemli katkı sağlayacağı inancındayız.
Tez, giriş ve sonuç bölümleri dışında yedi bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde konunun ulusal ve ulusal ve uluslararası boyutları yanında, kayıp ve çalıntıların belirlenmesindeki temel yöntem özetlendi. Birinci bölümde ülkemizdeki kültür varlıklarını koruma kanunları ve politikaları ele alınmıştır. Önce Osmanlı Döneminde, taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının önemi araştırılmış ve o dönemde çıkan bu konudaki düzenlemeler incelenmiştir. Her iki dönemde de yaşanmış kültür varlıkları kayıplarının nedenleri ve Avrupa’nın eski eserlere olan ilgisinin buna katkıları ve bize yansımaları irdelenmiştir. Bunların ışığında, günümüzde kültürel varlıkların korunmasına yönelik kanunlar ele alınarak değerlendirilmiş, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na da kısaca yer verilmiştir.
İkinci bölümde, İstanbul’daki sivil mimaride yaşanmış çini kayıpları ele alınmış ve yapılan tespitler listelenmiştir. Üçüncü bölümde, dinî mimaride yaşanmış çini kayıpları incelenmiş, iki başlık altında, (camilerde ve türbelerde) tespit edilen çini kayıpları belirlenmiştir. İstanbul’daki çalınmış çiniler hedeflenerek başlanan çalışmanın dördüncü bölümünde; örnek olarak diğer bazı illerdeki (Bursa, Edirne, Adana ve Diyarbakır) kayıplara da yer verilmiştir.
Beşinci bölümde, yurt dışında müze veya müzayedelerde tespit edilmiş, fakat yerleri tam olarak bulunamamış çiniler, ait olabilecekleri düşünülen yapılardaki örneklerle karşılaştırılarak incelenmiş, bizi bu kanıya götüren benzerlikler ve ipuçları ortaya konmuştur. Altıncı bölümde, Türkiye’deki resmi kurumların çini kayıpları ve hırsızlık vakaları ile ilgili raporlarına yer verilmiştir. Bu bölümde, çeşitli yapılara ait bazı kayıp çinilerin; sergilendikleri veya satıldıkları yerler, zamanlar, açık arttırma tutarları ile ilgili elde edilen bilgiler raporlanmıştır. Yedinci bölümde ise, gerek eski gazete arşivleri gerekse son dönemde basında yer almış çini hırsızlığı haberlerine yer verilmiştir. Amacımız geçmişte yaşanmış çini kayıplarının günümüzdeki yansımalarını görmek ve karşılaştırmalar yapmaktır.
“Değerlendirme ve Sonuç” bölümünde, yerleri tespit edilmiş veya edilememiş olan çinilerimiz hakkındaki istatistik veriler sunulmuş, bu kayıpların boyutlarının derecesi ortaya konmuştur. Taşınır veya taşınmaz kültür varlıklarımızın bu hazin öyküsünde, Türk Çini Sanatımızdaki yüzyıllardan günümüze gelen eser kayıplarının ancak küçük bir kısmını tespit edebildiğimizin bilincindeyiz. Umudumuz, bundan sonra da, birçok araştırmacının bu önemli konuya değinmesi ve çalışmamızın bu yönde yeni adım oluşturarak rehber görevi görebilmesidir. In this thesis, we aimed at an inventory of Turkish tile art works that were stolen or lost in Istanbul, during Ottoman and Republican eras. We believe that our work will be an important contribution to the complete inventory of stolen and smuggled tiles from Turkey.
The thesis includes an “Introduction” followed by seven chapters and ends with a final section of “Results, Evaluations and Conclusions”. In “Introduction”, national and international dimensions of the problem as well as the basic methods used in the identification of lost or stolen items are discussed. The first chapter is about the policies and laws for the protection of such cultural entities. We start our search, by investigating the values of such objects and rules or laws for their protection. We continued our analysis by searching the reasons for the losses including the European interest in such objects of art and relicts and reflection of such losses into Ottoman life. In the light of this background, we also evaluated the present laws and rules for the protection, including the act (with order number 2863) on the ‘Preservation of Cultural and Natural Assets’.
Second chapter is about the tile art losses in the civic architectural works. In this respect, we prepared a list of tile losses in such buildings. In the third chapter, we turn our attention to the tile losses in the religious architecture. We give an updated list of losses in mosques and then, in the tombs, as two separate sections of the chapter. Chapter four is devoted to a list of tile art losses outside İstanbul, with examples from Bursa, Edirne, Adana and Diyarbakır.
In chapter five, we concentrated on the tile works in foreign museums and auctions, with the existing clues that hint toward such illegal removals. In the next chapter six, we noted the official reports about losses and stolings by the Turkish government offices. Here are also the reports about exhibitions, auctions and sales where some of the lost tiles were seen or exhibited. Chapter seven is a collection of news and reports about such losses and stealings, printed in the old newspapers. This way, we can see the popular and official reactions and compare the effects of such losses and stolen art pieces on the present environment of art in Turkey.
In the last chapter about the "Results, Evaluations and Conclusions", a summary of statistical results about such stolen and lost items, in order to show the size of such loses.
As a final remark, we note that our present work will be a small but meaningful contribution to the sad story of such dramatic losses especially of Turkish tile art. Our hope is that new researchers also deal with this important topic and our present work becomes a small guide to such new undertakings.