Bilimsel Bir Söylem Formu Olarak Temsil : Mandeville’in Arılar Masalı Üzerine Bir İnceleme
Künye
BULUT, Firdevs, Bilimsel Bir Söylem Formu Olarak Temsil : Mandeville’in Arılar Masalı Üzerine Bir İnceleme, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Medeniyet Araştırmaları Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2016Özet
Bu tezde, Bernard de Mandeville’in 1714 yılında kaleme aldığı ve klasik temsili anlatım türünün bir örneği olan Arılar Masalı (The Fable of the Bees) eseri incelenecek, metinde öne çıkan kavramlar ve metnin yazıldığı dönemin özellikleri, temsili anlatım ile bilgi üretimi arasındaki ilişkiyi ortaya koyması açısından ele alınacaktır. Ortaya koyduğu toplum teorisi ve erken modern Batı toplumu örnekliği ile yazıldığı dönemin ender eserlerinden biri olan Arılar Masalı, bu çalışmada öncelikle döneminin düşünsel birikiminin bir parçası olarak değerlendirilecektir. Daha sonra metnin şu ana kadarki iktisadi ve ahlaki açıklama ve yorumlarının ötesine geçilmeye çalışılarak, edebi bir metin olarak ele alınacaktır. Fabl türü ve temsil getirme metodu ile siyasi ve ahlaki bir toplum teorisi kuran eserin, bir edebiyat ürünü olarak döneminin neresinde bulunduğu açıklanacaktır. Ayrıca temsili anlatımın farklı medeniyetlerde sadece bir hikâye değil bilişsel bir boyutu olan ve sürekliliği bulunan bir söylem türü olduğuna değinilecek; sonuç itibariyle fabl türü üzerinden farklı medeniyetlerin düşünce üretim süreçlerini anlamanın mümkün olduğu ifade edilecektir. In this thesis, The Fable of the Bees by Bernard Mandeville written in 1714 will be analyzed as one of the examples of classical representational narratives. Significant concepts from the text will be highlighted together with an analysis of the era in which it was written; and all of these will be brought together and explained in terms of the relationship between representational narrative and knowledge production. The Fable of the Bees is a unique work in terms of the social theory and the example of early modern Western society it presents, and in this framework, it will be treated as a part of the intellectual accumulation of the era. As a fable which uses the method of representational and metaphoric narrative in order to formulate a political and ethical social theory, it will also be evaluated as a literary work – keeping its place with regards to the period it was produced in mind. Lastly it will be explained how representational narrative is not only a story, but a form of scientific discourse which has a cognitive dimension and accordingly it will be expressed that it is possible to understand knowledge production processes of different civilizations through fable genre.