Türk Dış Politikasında Afrika : Türkiye-Kamerun İlişkileri Örneği
Citation
İBRAHİM, Gassim, Türk Dış Politikasında Afrika : Türkiye-Kamerun İlişkileri Örneği, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2016Abstract
Siyasi Tarih alanına giren bu çalışma, Türkiye-Afrika ilişkilerini Osmanlı döneminden 2015 yılına kadar ele alarak; Kamerun örneğinde Türk dış politikasını incelemeyi amaçlamaktadır. IX. yüzyıldan itibaren Afrika kıtasında görülmeye başlayan Türkler, Kuzey Afrika bölgelerinde müstakil devletler kurmuşlardır. Daha sonra, dinî, iktisadî ve stratejik gerekçelere dayanarak burayı idarelerine alıp dört yüzyıl boyunca hükmeden Osmanlılar, buradan Afrika’nın iç bölgelerindeki sultanlıklarla da yakın ilişkiler kurmuşlardır. Ancak, XIX. yy’ın ortalarında Afrika’da başlayan sömürgecilik Osmanlı’nın Afrika kıtasından tedrici olarak ayrılmasına neden olmuştur. Osmanlı’nın yıkılması üzerine kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, sömürgecilik altında bulunan Afrika kıtasıyla olan bağlarının yeniden kurulması mümkün olmadığı gibi dış politikası da Batıya dönük olmuştur. Türkiye 1960’lı yıllarda Afrika’da başlayan bağımsızlık hareketlerini desteklemesine rağmen, dış politikasında Afrika’ya önem vermemiştir. Her ne kadar Kıbrıs sorununun çözülmesi için Afrika ülkelerinden destek almak amacıyla bir açılıma teşebbüs edilmişse de, Soğuk Savaş şartları bu yakınlaşmaya engel olmuştur. Fakat 1990’lı yıllarda soğuk savaşın düşük profile düşmesiyle beraber yeniden şekillenen uluslararası sistem Türkiye’nin dışa açılmasında etkili olmuştur.
Yeni arayışlara giren Türkiye, başta Orta Asya olmak üzere Kafkasya’ya, Balkanlara ve Afrika’ya açılmaya çalışmıştır. Afrika’ya açılım çerçevesinde kıta ülkeleriyle politik, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirmeye yönelik 1998 yılında bir eylem planı hazırlanmıştır. Ancak, politik ve ekonomik sorunlar dolayısıyla planın uygulanması 2005 yılından itibaren fiilen hayata geçirilmiştir. Afrika kıtasının ağırlığını farkına varan Türkiye, hazırlanan Eylem planının yanında özellikle Yumuşak güç unsurlarına dayalı yeni stratejiler geliştirmeye başlamıştır. Böylece kısa süre içinde Türkiye-Afrika arasındaki siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin hız kazandığı görülmektedir. This study is about the Turkish foreign policy of Africa. In this study the relations between Cameroon and Turkey has been examined as an example
The Turks apperead in Africa in the 9th century and founded independent states atthe northern part of the continent. The Ottomans also controlled these grounds for four hundred years, for the sake of religious beliefs, econmic an stratejic aims while they had close relations with the traditional sultanate in the inner regions of Africa. However, the beginning of colonialism in Africa in the 19th century, led to complete withdrawal of theOttomans from the African continent. After the collapse of the Ottoman Empire and the foundation of the Turkish Republic, it was no longer possible to establish political relations with Africa. The Turkish foreign policy closed to the Western states at the formative years. Although Turkey supported the beginning independence movement of Africa in 1960, no importance was attached to the political relations between Africa and Turkey. By the concerns of the support of African countries to solving the Cyprus problem, an opening was expected due to the political relations, but the Cold War was an obstacle to this approach. After the ending of the Cold War in 1990, the changing of the international system has been effective for the opening of Turkey to Africa.
Turkey began to open up starting from Central Asia, the Balkans and Africa. In the context of taking a political initiative, they had developed an action plan in 1998 to improve the political, economical and cultural relations with the countries in the continent. However, due to political and economic trouble, the actual implementation of this plan began after 2005. After Turkey started to realize the importance of Africa, they developed new strategies based on the specific elements of soft power in addition to the action plan. Thus, within a short time the political, economical, social and cultural relations between Turkey and Africa accelerated.