TSMK, A.3593 no’lu Surnâme-i Vehbî’den seçilmiş minyatürlerin kompozisyon ve renk açısından incelenmesi
Künye
DOĞANAY, Selin, TSMK, A.3593 no’lu Surnâme-i Vehbî’den seçilmiş minyatürlerin kompozisyon ve renk açısından incelenmesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları Anasanat Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2017Özet
18. Yüzyıl, Osmanlı Devleti’nin özellikle sanat alanında batıya açıldığı bir dönem olmuş ve beraberinde yenilenme çabaları hız kazanmıştır. Bu dönemin sultanı olan III. Ahmed ise sanata olan ilgisiyle adından söz ettirmiştir.
Batılılaşmanın hızla yaşandığı bu yıllarda, askerî ve siyasî olayların yanı sıra sanat da büyük ölçüde etkilenmiştir. Bunda İstanbul’a gelen yabancı ressamların katkısı büyüktür. Dönemin önemli nakkaşı olan Levnî de çalışmalarında başlattığı yeni tarz ile adından söz ettirmiş ve başyapıtı olan “Surnâme-i Vehbî”’yi hazırlamıştır. Sultan’ın dört oğlunun sünnet düğünü şenliklerini 137 minyatürle anlatan nakkaş, geleneksel üsluptan kopmadan minyatürlerini hazırlamıştır. Kompozisyon düzeni ve farklı renk anlayışı ile hazırladığı levhalarındaki her ayrıntı, onun gözlem gücünü gösterir niteliktedir. Minyatürlerin metinle bir bütün oluşturduğu bu son eser aynı zamanda Lale Devri’nin şatafatlı yapısını, dönemin kılık kıyafetini ve sosyal yaşantısını anlamak adına da bir belge niteliğindedir.
Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde olan bu nadide eserde incelenen kırk minyatürün kompozisyon düzeni, kendisinden önce yapılmış Osmanlı minyatür geleneğindeki kompozisyonlardan farklı özellikler göstermektedir. Levnî’nin kendine has olan bu tarzında, figür dizilişlerinde belli bir düzen tercih ettiği görülmüştür. Figür ve doğa ayrıntılarında kullanılan tonlamalı boyama şekli ile hacim etkisi sağlamış ve mîmaride perspektif kullanarak derinlik etkisi vermiştir. Sanatçı kullanmış olduğu bu kompozisyon düzenlerinde çağdaş tasarım prensiplerine uymuş ve bu anlayışta eserlerini vücuda getirmiştir. 18. century had been a period of time when the Ottoman empire had expanded towards west especially in the fields of arts that had resulted in the acceleration of the renovation process. Sultan of the period, Ahmed the 3. , was often mentioned with his interest in arts.
In the related years while Westernazition was accelerating rapidly, arts had been also influenced along with military and political events due to foreign painters coming to Istanbul. Levni, a valuable Nakkaş of the period, was known by the new method he had applied into his work and established “Surname-i Vehbi”, his masterpiece. Circumcision feasts of Sultan’s 4 sons were illustrated by the Nakkaş with 137 miniatures of which also had traditional patterns. Every detail in his paintings that were made by his unique composition design and different color perception reflects his observation power. This last work of his, in which the miniatures and the text have formed a whole understanding, is also a document showing the gaudy structure, dressing and social life style of the Tulip Era.
The composition design of the 40 miniatures examined in this unique work, which is placed at the Topkapı Palace Museun Library, differs from the compositions in Ottoman miniature tradition that were illustrated before. It is observed that Levni had used a specific figure alignment in this unique style of his. The tinted painting style used in figure and nature details has provided a volume impact and the perspective used in architecture has resulted in depth effect. The artist had pursued a modern design principle in his composition style and had created his work accordingly.