Bosna Hersek'te Hamamlar Üzerinden Gelişen Su Kültürü ve Yapıları
Citation
ŠABANOVIĆ, Nada, Bosna Hersek'te Hamamlar Üzerinden Gelişen Su Kültürü ve Yapıları, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2020.Abstract
Bu tez, Bosna-Hersek'in kültürel mirasına ve su kültünün gelişimine katkıda bulunan Osmanlı dönemi yapılarını ele almaktadır.
Varoluşsal amacı dışında su, Osmanlı İmparatorluğu'nda yüksek bir öneme sahiptir ve Osmanlı İmparatorluğu içinde kentsel ve mimari tasarım bağlamında ele alındığında bu öge, dini ve sosyal sembolizmle şekillenen geleneksel ritüellerin bir parçasıdır.
Bu tez; Bosna-Hersek’te bulunan su ile bağlantılı çok sayıda yapı olmasına rağmen, kentleşmenin başladığı Osmanlı döneminde ortaya çıkan hamamlar ile sınırlandırılmıştır. Osmanlı döneminde inşa edilen hamamlar genellikle bir külliyenin parçası niteliğindedir. Bu nedenle tez kapsamında çalışılan hamam yapıları bu külliyenin bir parçası olan ve genius loci’ye katkıda bulunan çevrelerindeki kamusal yapılarla bir bütün olarak ele alınmıştır. Bahsi geçen hamamlarının, genius loci ile olan ilişkisine üç farklı açıdan yaklaşım söz konusudur;
1. Mimari ve çevresel,
2. Psikolojik/duygusal,
3. Sosyal ve işlevsel özellikler.
İlk bölüm, çalışılmak üzere belirlenen mirasın ve bu miras üzerindeki tüm etkenlerin doğru bir şekilde tanıtılması ve sunulması üzerinedir. Araştırmanın yol gösterici fikri neredeyse unutulmuş olan Bosna-Hersek’teki hamam geleneğine teşvik etmek ve bu geleneği korumaktır. Bosna-Hersek’te 18. yüzyılın ikinci yarısından Osmanlı idaresinin sonuna kadar geçen sürede, 42 şehirde 56 hamam inşa
vi
edilmiştir. Günümüzde bu 56 hamamdan sadece yedisi mevcuttur; ancak bu hamamların yapı bütünlüğü ve özgün işlevi korunamamıştır. Tezin ikinci kısmında Bosna-Hersek’teki hamam ve su kültürü ile bölgenin tarihi gelişiminden kısaca bahsedilmiştir.
Üçüncü bölüm Bosna-Hersek'teki yedi hamam üzerine yapılan araştırmaları içerir. Bu bölümde hamamların öykülerine ve mimari betimlemelerine yer verilmiştir. Bosna-Hersek'teki hamamların sürdürülebilir bir şekilde korunması amacına yönelik günümüzdeki uygulamaları tanımlamanın ardından; Türkiye’deki hamamlar öncelikli olarak Bosna-Hersek’e “ithal” edilmelerinin kaçınılmaz olduğu görüşüyle ele alınmıştır. Bununla birlikte her iki ülkedeki hamamların korunma durumları değerlendirilmiş ve karşılaştırmaları yapılmıştır.
Hamam kültürünün Bosna-Hersek’e katkısından dördüncü bölümde bahsedilmiştir. Beşinci bölümde ise yapılan detaylı analizler neticesinde, tez kapsamında ele alınan yedi hamam yapısı için müdahale önerileri sunulmuştur.
Bu tez kapsamında su kültünü besleyen ve kent dokusunun bir parçası olan hamam, mimari/çevresel, psikolojik/duygusal ve sosyolojik/işlevsel yönlerden analiz edilmiştir. Osmanlı döneminde kurulan Bosna-Hersek yerleşimlerindeki bu mekânların genius loci’yi meydana getiren rolü çalışma boyunca irdelenmiştir. This dissertation elaborates the cultural heritage of Bosnia and Herzegovina from the Ottoman period that has contributed to the development of specific water cult, and its structures in this area.
Except water’s existential purpose, the high importance of water in the Ottoman Empire is apparent, as for the urban and architectural design, as the influence of traditional rituals shaped by religious and social symbolism of water.
Practically, water and culture are inseparable from each other, could be simply entitled as water cult or water culture.
Even though there are numerous structures linked with the water, the dissertation is limited on hammams, which appeared in Ottoman era, when urbanization started in Bosnia and Herzegovina. They have been observed in terms of public buildings, which contributed to the specific genius loci, occurred along with them.
The thesis is focused on hammam’s correlation with the genius loci, or the spirit of the place phenomenon, examined through several aspects: 1. architectural and environmental; 2. psychological/emotional; and 3. Social and functional characteristics.
First chapters are concentrated on proper introduction and presentation of selected fragment of Bosnia and Herzegovina’s heritage and all influential actualities. The guiding idea at the initial researches was to promote and preserve almost forgotten tradition (from 56 hammams, in second part of the eighteenth century, placed in 42 towns at the end of Ottoman rule, only seven of them remained, and not even one, did not preserve, simultaneously, the original shape and original purpose).
viii
Hammam in Bosnia and Herzegovina has been highlighted from the historical development point of view, as part of a long-abandoned style of life, which has been, often forgotten. The second part of thesis is focused on the seven remained examples from Bosnia and Herzegovina.
After the definitions of the key terms from the hypothesis and introduction of remained exemplar cases in Bosnia and Herzegovina, the hammams in current Turkey, the country from where they were, primarily, “imported” to Bosnia and Herzegovina have been inevitably involved into the discussion, same as the global conditions of these structures in both countries and their comparisons.
As a result of detailed analysis, and before final conclusions, the propositions for future interventions for every case study, with conditional sustainability, have been presented.
Hammam as structure, which cherish the water cult was analyzed from all mentioned aspects, as separately, as a part of urban fabric. Its role in creation of genius loci in Bosnian settlements established in Ottoman era is confirmed, as from tangible, as from the intangible point of view.