Safranbolu Kileciler Konağı Koruma Projesi
Citation
BAĞ, Ahmet Rauf, Safranbolu Kileciler Konağı Koruma Projesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2020.Abstract
Tarih boyunca çeşitli uygarlıklar altına giren Safranbolu, 1423’te Osmanlıların kesin egemenliğine girmesi ile hızla gelişme göstermiştir. 17. yüzyılda, Sinop-Gerede-İstanbul ticaret yolunda önemli bir konaklama ve ticaret merkezi olmasının yanı sıra, anıtsal ve sivil mimari eserleriyle yüzyıllar boyunca önemli yerleşim yerlerinden biri olmuştur.
19. yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin günümüze kadar ulaşan örnekleri arasından tez konusu olarak Kileciler Konağı seçilmiştir. Konak, 02.05.1985 tarihinde Taşınmaz Kültür Varlıkları Yüksek Kurulu’nun genel kararı ile korunması gereken sivil mimari örneği olarak tescil edilmiştir.
Safranbolu Karaali Mahallesi’nde 392 ada, 1 parselde yer alan yapı üç katlı ve bahçelidir. Kilecizâde Mehmet Efendi tarafından yaptırıldığı bilinen, cephesi her iki sokağın eğimine göre şekillenmiş bir köşe evi olan konak, taş duvarlı temel üzerine oluşturulmuş, üst katlar ise ahşap karkas arası kerpiç dolguludur. Batı ve kuzey cephesinde üst kat dışarıya doğru taş konsollar üzerinde genişlemektedir. Haremlik ve selamlık bölümleri bulunan konak, orta sofalı geleneksel Türk Evi plan tipine sahiptir. Cephedeki kuşevi üzerindeki H.1300 (1884) yılı yapının yapıldığı tarihi göstermektedir. Dış cephedeki yazıdan, ahşap ve taşın çok iyi kullanıldığı Kileciler Konağı’nın 1925’te onarıldığı bilgisi edinilmektedir. Konağın içinde ve dış cephesinde zarif bir şekilde yazılmış özlü sözler bulunmaktadır. Özellikle üst kattakitavan göbeği ve çevresindeki ahşap süslemeler ve rozetler ile “Eksantrik Dikey Şakul” konağın bahsetmeye değer nitelikteki özelliklerinin arasında yer almaktadır.
Bu çalışmanın amacı; 19.yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin özelliklerini kaybetmeden günümüze kadar ulaşan bu yapının, çağdaş konfor ve sağlık koşullarını sağlayarak mevcut durumunun belgelenip restorasyon projesinin hazırlanmasıyla gelecek kuşaklara aktarılabilmesini sağlamaktır. Safranbolu which has been undercontrol of variouscivilizations throughout the history, had shown a rapid development when it has come under the rule of Ottomans in 1423. Besides being an important stopover and trade center on the Sinop-Gerede-İstanbul trade route in 17th century, Safranbolu has been one of the historicsettlements of the city for centuries with its monumental and civil architectural artifacts.
Among the examples of the 19th century Ottoman civil architecture that have survived to the present day, Kileciler Mansion was chosen as the thesis subject. With the general decision of the High Council of Immovable Cultural Heritage on 02.05.1985, The mansion has been registered as an example of civil architecture example that should be preserved.
Located at 392 cadastral block and 1 parcel of Karaali district in Safranbolu, the building has three floors and a garden. The mansion is a corner house, which is known to have been built by Kilecizâde Mehmet Efendi and the facade of which is shaped according to the slope of both streets, is built on a stone-walled foundation, and the upper floors are filled with adobe between wooden carcass. The upper floor on the west and north facades expand outward on stone consoles. The house, which has Men’s (Haremlik) and Women’s (Selamlık) quarters (for men and women to sit and even live separately), has a traditional Turkish house plan type with communal low table. The year of H.1300 (1884) on the birdhouse on the facade shows the date the building was built. From the inscription on the exterior, it is understood that Kileciler Mansion, where wood and stone were used very well, was repaired in 1925.Elegantly writtenquotations found inside and outside of the mansion. Especially the ceiling rose of the room on the upper floor, the wooden decorations and rosettes surrounding it and the “Eccentric Vertical Plumb” are among the features of the mansion worth mentioning.
The purpose of this study is; providing contemporary comfort and health conditions to this structure which has survived to the present day without losing thecharacteristics of the 19th century Ottoman civilian architecture, to ensure that its current status is documented and transferred to future generations by preparing a restoration project.