Arşiv Belgeleri Işığında 19. Yüzyılın İkinci Yarısından 1894 Depremi Sonrasına Fethiye Camii Onarımları
Citation
ESMER, Mine & Arzu ULAŞ. "Arşiv Belgeleri Işığında 19. Yüzyılın İkinci Yarısından 1894 Depremi Sonrasına Fethiye Camii Onarımları", Sanat Tarihi Dergisi, 29.1 (2020): 81-95.Abstract
Bu makalede Fethiye Camii’nin 19. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyıl başına
uzanan süreçteki onarımlarına ışık tutan arşiv belgeleri değerlendirilmiştir. 16. yüzyıl
sonunda Orta ve Geç Bizans Dönemlerine ait iki kiliseden dönüştürülmüş olan Fethiye
Camii, İstanbul’da, Fatih İlçesi’nin Çarşamba Semti’nde yer alır. Cumhurbaşkanlığı
Devlet Arşivleri’nin Osmanlı Arşivi ve Atatürk Kitaplığı Evrak Koleksiyonu taranarak
ulaşılan belgelerden yapının 1862, 1861-1874 yılları arası ve 1894 depremi sonrasında
onarım gördüğü tespit edilmiştir. Bu belgelerden elde edilen bilgiler, yazılı kaynaklar,
arşiv fotoğrafları ve yapının kendi üzerindeki izler ile karşılaştırılarak söz konusu süreçte
yapının geçirmiş olduğu değişiklikler yorumlanmaya çalışılmıştır. Tarihi yapıların geçmiş
onarımlarıyla ilgili yeterli bilgiye ulaşmak her zaman kolay değildir. Çok çeşitli bilgi
kaynakları özenle taranarak çoğu zaman sadece ufak bir bilgi kırıntısı elde edilebilmektedir.
Arşiv belgeleri, fotoğraflar üzerinden elde edilen bulgularla birleştirilince yapının geçirdiği
değişikliklerin yorumlanmasında somut bir temel oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu
belgeler dönemlerinin yaklaşım ve anlayış biçimlerinin öğrenilmesine, kullanılmış olan
malzemelerin ve ihtiyaç duyulan tamirlerin niteliğinin anlaşılmasına katkı sunarlar. Bu
makale kapsamında incelenen belgelerde görülmüştür ki: Emanet usulü ile bir ustaya/
kalfaya teslim edilmiş olan bir yapının onarımı, o kişiye bir şey olması durumunda
yapılamamaktadır. Bu bilgi, ilgili dönemde bir yapının onarımına yaklaşımı ortaya
koyması açısından oldukça ilginçtir. Yapının 20. yüzyılda görülen son iki dönem kalem işi
bezemesi, hünkâr kasrı ve son cemaat yeri çatısı onarımları ile minaresinin görünümündeki
değişikliklerin değerlendirildiği bu makale koruma uzmanı bir mimar ile bir tarihçinin
ortak çalışması sonucu ortaya çıkmıştır. Bu çalışmanın disiplinler arası ortak çalışma ve
işbirliğinin verimliliği konusunda da iyi bir örnek oluşturduğu düşünülmektedir. This paper tries to shed light on the repairs of Fethiye Camii, by archival Ottoman
manuscripts. The Fethiye Camii, located at Çarşamba neighborhood in Istanbul, is known
to have been converted to a mosque at the end of the sixteenth century from the two adjacent
churches of the Pammakaristos Monastery belonging to the Mid and Late Byzantine
Periods. Ottoman manuscripts dated to the second half of the nineteenth century including
the post-1894 period from the Archives of the Presidency of the Repuclic of Turkey and
Atatürk Library Manuscript Collection were examined and transcribed into the Latin
alphabet. Consequently, it was determined from the related documents that the building
was repaired in 1862, between 1861-1874, and after the 1894 earthquake. The information
obtained from archival documents, compared with the traces on the structure, information
through the written sources, and archival photographs helped in understanding and
interpreting the past repairs for the above-mentioned period. There is not always sufficient
and obvious information about past repairs of historic buildings. In other words, in many
cases, a combination of various sources of data is used to drain crumbs of information.
Therefore, archival documents, combined with the information obtained from photographs,
provide a concrete basis for interpreting the changes in the structure. At the same time,
they contribute to the comprehension of the approaches, the understanding of the period,
as well as the quality and the number of materials used in which the relevant repair was
done. As an output of the examination of the manuscripts, it is interesting to find out that the
repair of a structure delivered to a craftsman as a force account work by the state cannot be
accomplished in case the craftsman is not able to run the repair process due to any obstacle.
Besides, the latest engravings in the Ottoman Period, repair of the roof of its sultan’s lodge,
and outer prayer hall and changes in the physical appearance of its minaret are discussed in
this article in the light of the information obtained through the archival data. To conclude,
this article which is a joint work of a conservation architect and a historian sets a good
example for the efficiency of interdisciplinary collaboration and cooperation.