Anksiyete Hastalarında Karar Verme ve Hata İzleme
Citation
RUNYUN, Şerife Leman, Anksiyete Hastalarında Karar Verme ve Hata İzleme, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Projesi, İstanbul 2020.Abstract
Anksiyete hastalarının, sağlıklı kontrollere göre daha temkinli kararlar verdiği ve riskten kaçındıkları görülmüştür. Bunun sebeplerinden biri, anksiyete durumunda artmış tehlike algısı olabilir. Kaygı bozukluğu tanısı almış olanlar, nötr veya belirsiz uyaranları tehlikeli olarak yorumlayabilmektedir. Dahası, kaygı bozukluğunda tehdit algısına yönelik artmış hafıza ön yargısının ve yorumlama ön yargısının da bulunduğu ve bilgi işleme mekanizmasını etkilediği düşünülmektedir. Hesaplamalı modellerin kullanılması, sadece reaksiyon zamanı ve doğruluk puanları kullanılan deney sonuçlarından daha kesin sonuçlar verebilmekte, çevreden bilginin nasıl toplandığı, hangi eşikte karar verildiği gibi sonuçlar elde edebilmekte ve davranış daha iyi anlaşılabilmektedir. Çalışmalar kaygılı insanların karar vermeden önce daha çok bilgi toplamaya ihtiyaç duyduklarına ve temkinli davrandıklarına işaret etmektedir. Kaygı bozukluğu hastalarının hatalara daha duyarlı olduğu, hata yaptıklarında sonraki denemede daha temkinli olduğu görülmüştür. Anterior Singulat Kortex kaynaklı elektrofizyolojik bir işaret olan hatayla ilişkili negatiflik (ERN) değeri de, kaygı bozukluğunda sağlıklı kontrollere göre artmaktadır. Bu bulgular, kaygı bozukluğu hastalarının karar verirken riskten kaçındığını, nötr ve belirsiz sinyalleri tehlike olarak algıladığını ve hataya daha duyarlı olduklarını göstermektedir. Kaygının bilişsel deney parametreleri ile incelenmesi tedavi yöntemlerinin güçlenmesine ve gelişmesine ışık tutacaktır. Patients with anxiety disorder avoid risky decision-making and show a more cautious pattern compared to healthy people. This may be the result of increased threat perception of anxiety disorder. People with anxiety could interpret the neutral and ambiguous stimuli as dangerous. Moreover, several studies demonstrated enhanced memory, interpretation bias, and altered information processing mechanism in anxiety disorders. Utilizing computational models is more advantageous for predicting behavior than using only reaction time and accuracy measures by providing more precise results, understanding information accumulation, and decision threshold. According to studies, anxious individuals need more evidence accumulation and behave more cautiously. People with anxiety disorders are more sensitive to their errors and become more cautious in the next trial. Increased electrophysiological error signal (error-related negativity) is observed in anxiety patients relative to healthy controls. These findings prove that anxiety patients avoid risky decisions, perceive neutral and ambiguous cues as threatening, and become more reactive to their errors. Investigating the experimental parameters of anxiety and understanding the underlying mechanisms could shed light on improving and developing treatment approaches.