Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Aleniyet İlkesine İlişkin 28 inci Maddesi ile Ses ve Görüntü Nakledilmesi Yoluyla veya Başka Yerde Duruşma İcrasına İlişkin 149 uncu Maddesinde 7251 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler Hakkında Bazı Düşünceler
Citation
ÖZTEK, Selçuk. "Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Aleniyet İlkesine İlişkin 28 inci Maddesi ile Ses ve Görüntü Nakledilmesi Yoluyla veya Başka Yerde Duruşma İcrasına İlişkin 149 uncu Maddesinde 7251 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler Hakkında Bazı Düşünceler". Adalet Dergisi, 1.66 (2021): 641-665.Abstract
Bilindiği gibi, 22 Temmuz 2020 kabul
tarihli 7251 sayılı Kanun, Hukuk
Muhakemeleri Kanununda birçok değişiklik
yapmıştır. Bu değişikliklerden bazıları
yargılamaya hakim ilkelere ilişkin olup, özel
bir önem taşımaktadır. Nitekim, HMK’nın
aleniyet ilkesine ilişkin 28.maddesinde
yapılan değişiklikle duruşmaların aleni
olarak yapılması kuralına, genel ahlakın
veya kamu güvenliğinin korunması yanında
“yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya
değer üstün bir menfaatinin” (hakkının)
korunması için de bir istisna getirilmiş ve
yargılamanın istisnaen bu durumda da gizli
olarak yapılmasına imkan verilmiştir.
Burada kullanılmış olan “ilgili kişi” terimi,
davanın taraflarını olduğu kadar, akdi ve
kanuni temsilci, tanık, bilirkişi, fer’i müdahil
gibi sıfatlarla yargılamaya katılanları da kapsamaktadır. Oysa HMK’nın 28.
maddesinin değişiklikten önceki düzenlemesinde,
sadece tarafların yargılamanın
gizli olarak yapılması talebinde
bulunabilecekleri; taraflardan başka
kimselerin gizli yargılama yapılması
talebinde bulunamayacakları sonucuna
varılmaktaydı. Ama yargılamanın tarafı
olmamakla birlikte “yargılama ile ilgili
(üçüncü) kişilerin” de, yargılamanın gizli
yapılmasında hukuki menfaatleri olabilir.
Bu değişiklikle HMK’nın Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi ve Türk hukukçuları için
her zaman ilgi kaynağı olan İsviçre Medeni
Usul Kanunu ile uyumlaştırılması sağlanmak
istenmiştir. 7251 sayılı Kanun ile HMK’da
yapılan ikinci önemli değişiklik, çeşitli
yönleriyle birçok ilkeyi ilgilendiren bir
değişikliktir ve HMK’nın “Ses ve görüntü
nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası”na ilişkin 149.maddesinde
yapılmıştır. Eski hükümle kıyaslandığında
dikkati çeken ilk fark, ses ve görüntü nakli
yoluyla duruşma icrasının gerçekleşebilmesi
için artık davanın her iki tarafının da
(birlikte) rızasının aranmayacak olmasıdır.
Bu açıdan bakıldığında, yeni düzenlemede
taraflardan sadece birinin talebi bu
imkandan yararlanmak için yeterli sayılacak
ve bu talep üzerine, talep eden tarafın ses ve
görüntü nakledilmesi yoluyla bulunduğu
yerden duruşmaya katılmasına ve usul
işlemleri yapabilmesine karar verilmesi
mümkün olabilecektir. Ama, HMK
m.149’daki imkanın işletilebilmesi için,
taraflardan sadece birinin talepte bulunması
yeterli değildir; talep üzerine bu kararı
mutlaka hâkim verecektir. HMK m.149’un
2.fıkrasına göre, mahkeme; tanıkların,
bilirkişilerin, uzmanların da aynı anda ses ve
görüntü nakli yoluyla bulundukları yerden duruşmalara katılmalarına (dinlenilmelerine)
izin verebilir. İlk fıkradan farklı
olarak, burada, taraflardan birinin bu yönde
bir talebi olabileceği gibi, hâkim de re’sen
tanıkların, bilirkişilerin, uzmanların ses ve
görüntü nakli yoluyla dinlenmelerine karar
verebilecektir. Oysa, 2.fıkranın eski
metninde hâkimin bu şekilde resen
duruşma icrasına karar verme yetkisi
bulunmamaktaydı. Pandeminin de etkisiyle
süratle yaygınlaşan yeni dijital dönemde
medeni usul hukukumuzun başka hangi
alanlarında değişiklikler yapılması
gerektiğini bize zaman gösterecektir. Konu
hakkında Avrupa Birliği’nin de çalışmaları
bulunduğu ve bu çalışmaların dikkat ve ilgi
ile takip edilmesi gerektiği önemle
vurgulanmalıdır. Act no. 7251 of July 22nd, 2020
amended a number of legal provisions in
the Rules of Civil Procedure (RCP). Some of
these provisions concern procedural
principles and are of special importance.
Thus, Art. 28 of RCP relating to the publicity
principle has been amended providing an
exception to the principle with respect to
the protection of “privileges of other
persons who have a legitimate interest in the
outcome of the proceedings” in addition to
the exceptions of public safety and moral
values of the public, authorizing the court to
conduct proceedings in confidence. In this
context, the phrase “other persons who have
a legitimate interest” refers to the persons
other than parties involved in the proceedings, such as statutory or appointed
legal representatives, witnesses, court
appointed experts and third parties
supporting one of the parties. Before than
this amendment in Art. 28, it was generally
accepted that only the parties, that is, not the
other persons, could request the
proceedings to be conducted in confidence.
Hence the persons other than the parties
(third parties) may also have a legitimate
interest to request the proceedings to be
conducted in confidence. This particular
amendment aims to harmonize the RCP
with the European Convention on Human
Rights and the Swiss Rules of Civil
Procedure, which has always been a source
of interest for the Turkish jurists. Another
important amendment in RCP which
concerns several aspects of procedural
principles is in Art. 149(1) dealing with “hearings outside the court building or
through transfer of audio and video”. The first difference which may be immediately
noticed relates to the fact that a hearing will
be from now on possibly held through
transfer of audio and video without need for
the consent of both parties. As a result of
this amendment, the request of one party
will be sufficient for the court’s deciding to
hear such party at his or her own place
through the transfer of audio and video. A
mere request of one party is however not
sufficient. The court maintains the absolute
discretion to allow or not to allow the
hearing to be held through transfer of audio
and video. According to Art. 149(2) the court
may also decide to hear the fact and expert
witnesses and court appointed experts, at
their own places through the transfer of audio and video. As opposed to Art. 149(1),
Art. 149(2) provides that the court may
decide to hear the fact and expert witnesses
and court appointed experts through the
transfer of audio and video, not only at
request of one party but also ex officio. The
wording of Art. 149(2) before the
amendment did not confer the court the
discretionary power to conduct hearings
through transfer of audio and video ex
officio. Considering the expansion of
digitalization due to the pandemics, the time
will show us what other developments to be
observed in other aspects of civil procedure.It must be noted that the interesting work of
EU institutions on this matter is worth being
carefully considered.
Source
Adalet DergisiVolume
1Issue
66URI
https://dergipark.org.tr/tr/pub/adaletdergisi/issue/62377/940493https://hdl.handle.net/11352/4156