XVI. Yüzyıl Osmanlı Döneminde Kudüs Şeriat Mahkemesi Kadısı ve Mescid-i Aksa -(69) No’lu Sicil Kaynağı-
Citation
STEİH, Abdalqader & İbrahim RABAİA. "XVI. Yüzyıl Osmanlı Döneminde Kudüs Şeriat Mahkemesi Kadısı ve Mescid-i Aksa -(69) No’lu Sicil Kaynağı-". FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 22 (2023): 189-207.Abstract
Şam bölgesi, Kudüs şehri de dâhil olmak üzere 1516 yılında Osmanlı hâkimiyetine
girmiştir. Osmanlı’nın burada tesis ettiği nizam gereği İstanbul’dan atanan kadılar; yargı
yetkisi, vakıflara nezaret ve diğer meselelerle birlikte şehrin düzeni için oldukça önemli
kişiler haline gelmiştir.
Bu çalışma, hicri 996-998 / miladi 1588-1590 yıllarını kapsayan 69 no’lu şerʻi
sicil kaydından hareketle Mescid-i Aksa’da görev yapan kadının, çoğunluğu yerel olan
memur ve çalışanların maaşlarıyla cami giderlerini ödemek için ayrılan mallar üzerindeki
yetkisini detaylandırmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin; Mescid-i
Aksa’nın işleriyle ilgilenilmesi, burada çalışan memurların mali ödeneklerinin ve içinde
cereyan eden olayların denetlenmesi gibi işleri kadıya emanet ettiği sonucuna varmıştır.
Kadıya tanınan bu geniş yetki üzerinden Osmanlı Devleti, Kudüs ve Mescid-i Aksa
üzerinde doğrudan bir denetim erki elde etmiştir. The Levant, including the city of Jerusalem, came under Ottoman rule in the year 1516
AD. Subsequently, the Al-Aqsa Mosque fell under the jurisdiction of a qadi appointed in
the capital, Istanbul. This raised questions about the judge’s authority over the Al-Aqsa
Mosque.
This study, based on the legal record no. 69 covering the years 996-998 AH / 1588-
1590 AD, aims to elaborate on the authority of the qadi in Al-Aqsa Mosque over the
salaries of the officials and employees of al-Aqsa Mosque, the majority of whom were
local residents, as well as the funds allocated for covering the mosque’s expenses.
Drawing from the study, it becomes apparent that the Ottoman Empire entrusted the qadi
with overseeing the affairs of Al-Aqsa Mosque, including the financial remuneration of
officials and the supervision of events within it. This broad authority granted to the qadi
facilitated the Ottoman state’s direct control over Jerusalem and Al-Aqsa Mosque.