Diyalektik davranış terapisinin genç yetişkinlerde duygu düzenleme, psikolojik dayanıklılık, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu üzerine etkisi
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Duygu düzenlemenin, belirtileri kapsayan şemsiye bir terim olarak ele alındığı çalışmalarda, çoğunlukla negatif duygu düzenleme güçlüklerini iyileştirmeye odaklanılmıştır. Ancak birçok araştırmacı, gelecekteki çalışmalar için pozitif duygu düzenleme güçlüklerine de odaklanmayı önermiştir. Pozitif duyguların yukarı yönde düzenlemesi ile psikolojik iyi oluşun, psikolojik dayanıklılığın ve yaşam doyumunun iyileşeceği ve nüksün önlenmesinde önemli olacağı belirtilmiştir. Araştırma önerileri ve literatürdeki boşluklar doğrultusunda tasarlanan bu çalışma, iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada duygu düzenleme güçlüğünün sosyodemografik değişkenlerle ilişkisi ile depresyon, anksiyete ve stres üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. İkinci aşamada ise duygu düzenlemede güçlük çeken genç yetişkinlere on iki haftalık Diyalektik Davranış Terapisi Grup Beceri Eğitimi (DDT-GBE) ve Bilişsel Davranışçı Terapi Grup Beceri Eğitimi (BDT-GBE) uygulanmış ve müdahaleler sonunda pozitif ve negatif duygu yoğunlukları, negatif ve pozitif duygu düzenleme güçlüğü, bilinçli farkındalık, depresyon, anksiyete ve stres, psikolojik dayanıklılık, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumu puanları ölçülmüştür ve beceri kullanım sıklığının etkileri incelenmiştir. Birinci araştırmanın katılımcıları 18-76 yaş aralığında 509 yetişkinden; ikinci çalışmanın katılımcıları ise 18-30 yaş arasında toplam 29 genç yetişkinden oluşmaktadır. Daha sonra bu katılımcılar seçkisiz atama ile DDT-GBE uygulanan deney grubu, BDT-GBE uygulanan kontrol grubu ve bekleme listesi olmak üzere üç gruptan birine atanmışlardır. Bekleme listesine atanan katılımcılara hiçbir müdahale uygulanmamıştır. Çalışmada kullanılan ölçekler sosyodemografik bilgi formu, DSM-5 Birinci Düzey Kesitsel Belirti Ölçeği-Erişkin Formu, Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği, Perth Duygu Düzenlemede Yetkinlik Envanteri, Beş Faktörlü Bilgece Farkındalık Ölçeği-Kısa Form, Depresyon-Anksiyete-Stres Ölçeği, Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği, Psikolojik İyi Oluş Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeğidir. Ayrıca müdahale gruplarındaki katılımcılarla her gün online Günlük Kart paylaşılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, duygu düzenleme güçlüğü açısından genç yetişkinler, düşük-orta altı gelir seviyesine sahip bireyler ve bekar kişiler riskli gruplar olarak belirlenmiş ve depresyon, anksiyete ve stres belirtilerini etkileyen duygu düzenleme güçlüğü kategorileri, negatif veya pozitif duyguların varlığında deneyimi kontrol etme, baskın davranışı engelleme ve baskın olmayan davranışı harekete geçirme güçlükleri olarak saptanmıştır. Uygulanan DDT-GBE ve BDT-GBE müdahaleleri sonucunda negatif duygular, duygu düzenleme güçlüğü, depresyon, anksiyete ve stres düzeylerinde anlamlı azalmalar; pozitif duygular, bilinçli farkındalık, psikolojik dayanıklılık, psikolojik iyi oluş ve yaşam doyumunda ise anlamlı artışlar gözlenmiştir. Bu değişiklikler, bekleme listesine kıyasla istatistiksel olarak anlamlıdır. Beceri kullanım sıklığı kovaryant olarak kontrol edildiğinde, grup içi ve gruplar arası farklarda anlamlı değişiklikler ortadan kalkmıştır; bu da beceri kullanımının müdahale etkilerinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bununla birlikte, bu katılımcılara müdahaleler bittiğinde ucu açık sorular sorulmuş ve hangi becerileri ne sıklıkla kullandıklarına dair rapor oluşturulmuştur. Son olarak, bazı alt ölçeklerde ortaya çıkan DDT-GBE ve BDT-GBE farklılıkları tartışılmıştır.
Studies that have addressed emotion regulation as an umbrella term encompassing symptoms have mostly focused on improving difficulties in regulating negative emotions. Many researchers have recommended that future studies focus on difficulties in the regulation of positive emotions. It has been stated that up-regulation of positive emotions may enhance psychological well-being, psychological resilience and life satisfaction, and may play a significant role in preventing relapses. This study, designed in accordance with research recommendations and gaps in literature, consisted of two stages. In the first stage, difficulties in emotion regulation were evaluated in relation to sociodemographic variables and their effects on the symptoms of depression, anxiety and stress. In the second stage, twelve-week Dialectical Behavior Therapy Group Skills Training (DBT-GST) and Cognitive Behavioral Group Skills Training (CBT-GST) were administrated to young adults who had difficulties in emotion regulation and at the end of the interventions, positive and negative emotion intensity, difficulties in negative and positive emotion regulation, mindfulness, depression, anxiety and stress, psychological well-being, psychological resilience and life satisfaction scores were measured, and the effects of skill use frequency were examined. The participants in the first study included 509 adults aged between 18 and 76; the participants in the second study consisted of 29 young adults aged between 18 and 30. These participants were randomly assigned to one of the three groups. No intervention was applied to the waiting list. The scales used in the study were the sociodemographic information form, DSM-5 Self-Rated Level 1 Cross-Cutting Symptom Measure-Adult Version, the Positive and Negative Affect Schedule, Perth Emotion Regulation Competency Inventory, Five Facet Mindfulness Questionnaire-Short Form, Depression-Anxiety-Stress Scale, the Brief Resilience Scale, Psychological Well-Being Scale and The Satisfaction with Life Scale. In addition, an online Diary Card was shared with the participants in the intervention groups every day. According to the findings, young adults, individuals with low and lower-middle income levels and single individuals were identified as risk groups in terms of difficulties in emotion regulation. The categories of emotion regulation difficulties influencing symptoms of depression, anxiety and stress were identified as difficulties in controlling experience, inhibiting dominant behavior and activating non-dominant behavior in the presence of both negative and positive emotions. As a result of the DBT-GST and CBT-GST interventions, significant decreases were observed in negative emotions, emotion regulation difficulties, depression, anxiety, and stress levels; while significant increases were noted in positive emotions, mindfulness, psychological resilience, psychological well-being, and life satisfaction. These changes were statistically significant compared to the waitlist group. When skill use frequency was controlled as a covariate, the significant within- and between-group differences disappeared, indicating that skill use plays an important role in the effects of the interventions. In addition, these participants were asked open-ended questions about which skills they used and how often, after the interventions were applied. Finally, the differences between DBT-GST and CBT-GST on certain subscales were discussed.










