Arşiv belgeleri ışığında Osmanlı'da devlet-tekke ilişkileri (XIX. yüzyıl)
Künye
ÖZSARAY, Mustafa, Arşiv belgeleri ışığında Osmanlı'da devlet-tekke ilişkileri (XIX. yüzyıl), Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 2018Özet
Bu araştırmada himaye ve cezalandırma dengesi çerçevesinde devlet-tekke ilişkilerinin Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan itibaren bir panoraması çizildikten sonra aynı denge gözetilerek XIX. yüzyıldaki devlet-tekke ilişkileri Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgeleri ışığında incelenmiştir. Bu arada yüzyılda hüküm süren padişahların kişilikleri ve yönetim anlayışları, gelişen önemli olaylar ve bunların devlet-tekke ilişkileri kapsamına giren bağlantılarına temas edilmiştir. Belgeler seçilirken mümkün mertebe tarikat ve bölge çeşitliliğine riayet edilmiş, belgelerde bahsedilen konuların günümüzde de ilgi çekici olmasına özen gösterilmiş ve ilişkilerin oturduğu temel düşünce ve uygulamaları yansıtan belgeler tercih edilmiştir. İnceleme sırasında kronolojik bir sıra takip edilmek ve tarihler tespit edilmek suretiyle devlet-tekke ilişkilerindeki gelişmelerin izlenebilmesi sağlanmıştır. Araştırma sonucunda devlet tarafından turuk-ı aliyye olarak tanımlanan tekkelerin bazı problemler olmasına rağmen aynen kuruluş zamanında olduğu gibi bütün devirlerde devletle dayanışma içerisinde aslî ve diğer sosyal fonksiyonlarını icra ettikleri, şeyhlere gerekli kolaylıkların gösterildiği, devlet tarafından Yeniçeri ordusunun lağvı sırasında onlarla irtibatlı olan Bektaşiliğin şeriat ve tarikat adabı çizgisinden çıktığı gerekçesiyle ilga edildiği, diğer bazı tarikatlarda da sapmalar görüldüğü, öte yandan İslâm medeniyetine ait bu özgün ve köklü müessesenin faydasına inanıldığı için Meclis-i Meşayih'i kurarak tekkelerin ıslahına çalışıldığı, devlet tarafından tedbirler alınarak denetim mekanizmasının aksatılmadan çalıştırıldığı, suçlu görülen tekke mensupları olursa cezalandırıldıkları ve bunun yanı
sıra tekkelerin irşad faaliyetleri dışında diğer sosyal faaliyetlere katıldıkları ve savaş ve işgal durumunda devletin bekası için vatan savunmasında yer aldıkları sonucuna varılmıştır. In this research, using first hand documents from the Ottoman Archive, firstly we will analyze the system of patronage and punishment equilibrium in the state-tekke relations from the foundation of the Ottoman State. Secondly, after having done so, we will use this paradigm to evaluate the state-tekke relation on the XIX. century. In accordance to this, we will also analyze the way in which the personality and leadership style of the ruling sultans and other important events that occurred during this time effected the state-tekke relations. While choosing the documents it has been shown particular importance to tarikat sand regional diversity, as much as are emphasized topics which are related and hold importance up to nowadays. During the examination, a chronological order was followed and dates and historical moments are used to show the evolution of the state-tekke relations.
In the conclusion part of the research, the tekkes that were officially recognized by the state as turuk-ı aliyye, or the ones that were in the line with the Muslim Sharia law, besides facing problems from time to time, they were generally in solidarity with Ottoman State, from the foundation to the end, and they performed a lot of social activities in accordance. When the Ottoman State was about to abolish the Yeniceri system, it tried to demonstrate the risks which came from the relation between Yeniceris and Bektashis and abolish this one as well. But on the other side, despite that a significant number of tarikats were considered to be deviations they were treated as part of the Muslim civilization. To control this vast diversity of tarikats the Ottoman State decided to create Meclis-i Meşayih as a controlling and
vi
supervising institution. Tekkes were appreciated for their role in showing people the divine and true path and other social enterprises. Because of their important role in society they were seen as an important ally in protecting homeland in case of war or foreign invasions.