“Uhrevi Bir Kapı”da “Duygusal Bağlılık” Yahut “Yer Altı Dehlizi”nde “Eleştirel Ayrılık”: Bir Hafıza Mekânı Olarak Süleymaniye
Künye
ŞEREFOĞLU DANIŞ, Zeynep Kevser, "“Uhrevi Bir Kapı”da “Duygusal Bağlılık” Yahut “Yer Altı Dehlizi”nde “Eleştirel Ayrılık”: Bir Hafıza Mekânı Olarak Süleymaniye", Şehir: Edebî Karşılaşmalar, (2021): 263-293.Özet
Nasıl hatırlıyoruz? Maurice Halbwachs, hafızanın bireysel değil, toplumsal olduğunu ileri sürer.
Ona göre, hatıralar toplumsal düzeyde, sosyal bağlamda ve sosyal sınıf içinde hatırlanır. Hafıza,
geçmişe ait dönemlerin “bireysel düzeyde muhafazası” değil, bunların “kolektif surette bir yeniden
üretimi”dir. Dolayısıyla hatıralar sayesinde bir milletin ferdi olunur. Anma törenleri, müzeler, seçilmiş/
işaretlenmiş mekânlar yardımıyla insanların millet olduğu ve toplumun kültürel hafızasının bu zihinsel
şemalarla oluştuğu dile getirilir. Süreç içinde oluşan hafıza mekânlarını, “üzerine dayandığımız kaleler”
olarak gören Pierre Nora da, “eğer bu kalelerin korudukları şey tehlikede olmasaydı onları inşa etmeye
artık ihtiyacımız da olmazdı” der. “Artık hafıza ortamları olmadığı için hafıza mekânları vardır.” Öte
yandan, kuşaklar arasındaki doğrudan veya dolaylı iletişimin daha az olduğu süreçlerde, sosyal yapıda
ve sosyal ilişki biçimlerinde ortaya çıkan radikal değişimler esnasında, sosyal çerçevenin değişmesiyle,
kolektif hafıza da değişime, dönüşüme maruz kalabilir. Bireysel bilinç, kendi gurubunun değil, dışardan
etkilerin kolektif hafızasıyla da yakınlaşabilir. Hafıza mekânlarına ilişkin algılar da farklılaşabilir. Bu
çalışmada, Yahya Kemal’in “Süleymaniye`de Bayram Sabahı” şiiri ile Orhan Pamuk’un Kara Kitap romanında bir hafıza mekânı olarak Süleymaniye’nin nasıl ele alındığı incelenmeye çalışılacaktır.
“Süleymaniye’de Bayram Sabahı”nda, mekânın, “gökyüzüne açılan uhrevi kapı” aralığından, kolektif
hafızayı yeniden inşa eden “duygusal bağlılık” ile örüldüğü, tarihin, zamansal uzamdan kopup gelen
“nefer” kahramanlar eşliğinde olumlu duygularla dizelere döküldüğü dikkat çekerken; Kara Kitap’ta
aynı mekânın, yer altı dehlizlerine doğru inen yolda, neferin yerini alan cansız, umutsuz mankenlerle,
ruhtan arınmış iskeletlerle, kurşun askerle, âdeta utanç çehresinde, genel kabulden “eleştirel ayrılık”
çerçevesinde kurgulandığı görülür. How do we remember? Maurice Halbwachs argues that memory is social, not individual. According
to him, memories are remembered at the social level, in the social context, and in the social class.
Memory is not an “individual retention” of past periods, but a “collective reproduction” of them.
Therefore, thanks to memories, a nation is made. With the help of memorials, museums, and selected
and marked spaces, people form their nation and the cultural memory of society is formed with these
mental schemes. Pierre Nora, who sees the site of memory formed in the process as “castles on which
we are based,” says that, “if these castles were not in danger, we would not need to build them anymore.”
“Because there are no memory media anymore,” he writes, “there are site of memory.” On the other
hand, in the process collective memory may also be subjected to change and transformation, during the
radical changes occurring in the social structure and forms of social relations, collective memory may
also be subjected to change and transformation with the change of the social framework. Individual
consciousness can converge not only with its own group, but also with the collective memory of
external influences. Perceptions of site of memory may also differ. In this study, I will try to examine
how Süleymaniye is handled as a site of memory in Orhan Pamuk’s novel Kara Kitap and Yahya
Kemal’s poem Süleymaniye’de Bayram Sabahı. In Süleymaniye’de Bayram Sabahı, space is built
within the framework of “emotional commitment” that rebuilds collective memory. History is told with
positive emotions, accompanied by heroes from temporal space. In Kara Kitap, the same space is built
with hopeless and lifeless skeletons instead.
Kaynak
Şehir: Edebî KarşılaşmalarBağlantı
https://iupress.istanbul.edu.tr/tr/book/sehir-edebi-karsilasmalar/chapter/uhrevi-bir-kapida-duygusal-baglilik-yahut-yer-alti-dehlizinde-elestirel-ayrilik-bir-hafiza-mekani-olarak-suleymaniyehttps://hdl.handle.net/11352/4072